metrika yandex
  • $32.13
  • 34.48
  • GA17570

Gazze Trajedisi, Kufe Sendromu ve Selahaddin Eyyubi

RÜSTEM BUDAK
11.04.2024

 
Gazze soykırımı ve Kudüs'ün özgürleşmesi uzadıkça Müslümanlar zihninde bazı sendromlar oluşmaya başlamaktadır. Bu sendromların birincil olanı Kufe sendromudur.
 
Bugün birçok Müslüman Hz. Hüseyin'i koruyacağını söyleyip davet eden, ardından onu yalnız bıraktıktan sonra Hz. Hüseyin, ailesi ve dostlarının yaşadıkları trajedi karşısında utanç altında ezilip, onu daha sonra yas kültürüne dönüştürüp, kendi kendilerini aşağılayarak ömür boyu içerisinde yaşayan Kufeliler gibi hareket etmektedirler. Müslüman dünya halklar ve devletler nezdinde sürekli Kudüs'ün özgürleşmesine vurgu yapıp ardından hiçbir şey yapmadan veya yapamayan bir duruş sergilemektedirler. Çaresizlik, yenilgi psikolojisi, ertelemecilik, kolaycılık ile Kufe Sendromu Müslümanların psikolojisi inşa etmektedir.
 
Müslümanların çoğunluğu Kufe Sendromu ile meseleyi ele almaktadırlar. Meseleyi utanç mantığıyla değerlendirip, kendi kendine aşağılamakla yetinmektedirler. Gazze şuurumuz duygusal patlamaları ötesine geçmemektedir.
 
Diğer taraftan Selahattin Eyyubi gibi işgali sonlandırmak için kısa, orta ve uzun vadeli planlar hazırlayıp onun için mücadele etme tavrı vardır.
 
Ne yazık ki herkes özelde Gazze, genelde  Filistin'in kurtarılmasından yana ama Müslümanlar yöneticiler ve devletler bağımsız değil ve bu ekonomik olarak üstünlükleri yok, uluslararası birliklerde etkileri çok zayıf bir durumdadır.
 
İsrail'in çevresindeki ülkeler zayıflatılmış veya parçalanmış haldedir.
 
Askeri olarak İran'dan, ekonomik olarak Türkiye'den ambargo beklenmektedir.
 
Arap ülkeleri sosyal yardımların ötesine geçememektedir.
 
En kolay ve basit savaşım alanı ekonomik boykot noktasında bile şuurlu değiliz. İsrail mevcut işgal öncesinde kitleler üzerinde zihinsel, sosyal, kültürel işgalini yıllardır devam ettirmektedir.
 
Müslüman ülkeler şu anda zaten  parçalanmış, bölünmüş ve birbirleriyle kavgalıdır.
 
Diğer taraftan Kudüs'ü nihayetinde kurtaracak olan silahlı bir mücadeledir, savaştır. Savaşmadan Kudüs özgürleşemez. Bu savaşı verebilecek ve sürdürecek verecek bir devlet yoktur.
 
Kudüs ancak ve ancak nihai anlamda bir savaş ile kurtarılabilir.
 
Müslümanlar içinde bu savaş denemesini dışardan yapan en son Abdunnasır idi.
 
Ve ne yazık ki trajik bir şekilde yenilgi ile sonlandı.
 
Şu anda savaş denemesi yapan İran var.
 
İran ve İsrail mitolojik dayanaklarla ortak mantık ile bu savaşı destekliyorlar.
 
İran'ın mitolojik dayanaklarla inşa ettiği akıl fetihten yoksundur.
 
Şu anda Filistinliler kendi askerleri ve silahları ile bu mücadeleyi sürdürmektedirler.
 
Kudüs'ün özgürleşmesi ancak müslümanların birliği ile yapacakları bir savaş ile mümkündür.
 
Kudüs'ün özgürleşmesi o güne kadar bekleyecektir.
 
Bir taraftan şu anda savaş gündeme gelmezken, Yahudi markaların boykotu şu andaki işgal girişimi olmasaydı gündemlerine bile gelmeyecekti.
 
Savaş olmasaydı bu gaflet devam edecekti, Filistin ile ilgili şuur  bağımız ancak böyle ifade edilebilir. 
 
Müslümanların Kudüs'ün özgürleşmesi için kurumsal veya bireysel anlamda ne yapıyor, ne yapmak lazım, onu sorgulaması gerekiyor.
 
Selahaddin Eyyubi'nin refleksinin devreye girmesi gerekiyor. Eyyubi, Kudüs özgürleşinceye kadar gülmeyi kendisine yasaklayan bir dert ediniş ile mücadele verir. Kendisinden önceki komutan Nureddin Zengi'nin hazırladığı minberi Kudüs'ü fethederek Mescid-i Aksa'ya yerleştirmiştir.
 
Bugün müslümanların Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşması için 10, 20, 50 veya 100 yıllık planları olmalıdır.
 
Ekonomik, siyasi, askeri anlamda projeleri var mı?
 
Bu sorunun cevabında müslümanların fetih perspektiflerinin az veya hiç olmadığı görülür.
 
Müslümanların Kudüs'ün özgürlüğüne kavuşması için yapacakları ilk şey benlik inşasıdır. Tövbe etmektir ve  geleceğe hazırlanmaktır.
 
Bunları yapmadan sadece utancımızı yüzümüze vurmanın kimsedir faydası yoktur.
 
Kudüs küresel emperyalizmin işgal, zulüm, ilhak ve sömürü sisteminin sembolüdür. Kudüs'ün özgürleşmesi için;
 
Bir öğrenci, bir lider, bir asker, bir bilim adamı, bir öğretmen, bir doktor yetiştir.
 
Bir silah icat et. Bir ürün üret. Fabrikalar kur.
 
İslam şuuru üzere bir nesil yetiştir.
 
Nefsinin kölesi değil Allah'ın kulu bir gençlik yetiştir.
 
Kazandığından bir kısmını Kudüs için ayır.
 
Yaşadığın yerde adil ve özgür bir toplum ve devlet oluştur.
 
Helal kazanç, helal gıda üzere bir yaşam ihdas et.
 
Sinema, dizi film çek. Belgesel hazırla.
 
Müziğin sesi Kudüs için yükseltilsin.
 
Küresel emperyalizm ile büyük bir savaşa hazırlan. Hiçbir işgal savaşsız sona erdirilemez.
 
Müslümanlar Kufe Sendromunu bir an önce atlatıp Selahaddin Eyyubi'nin perspektifine sahip olmalıdırlar.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş