Ölüm Bir Son Değil Yeni Bir Hayatın Başlangıcıdır

Her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri geldiğinde ne bir an geri kalırlar, ne de öne geçerler. (7/34)

İnsanlar hastalıktan ya da başka bir nedenden dolayı ölmezler. Keza Allah her şeyi bir sebebe binaen halketmiştir. İnsanlar ecelleri geldiğinde ölürler. Bu bağlamda Hz. Ali’ye sorarlar: ‘Ya Ali ölümden korkmuyor musun?’ diye. O büyük İmam: ‘Ecelim ömrümün teminatıdır.’ der.

Aslında dünya hayatı, değerli büyüğüm mütefekkir Sezai Karakoç’un deyimiyle bir sürgün hayatıdır. O büyük şair ‘Ey sevgili’ şiirinde:

Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da

Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

Uzatma dünya sürgünüm benim
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çikarmadem ki yar vardır

Yoktanda vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır

Evet, 55 yıllık hayat arkadaşımın dünya sürgünü sona erdi. Allah’a hamdolsun kendimizce dürüst bir hayat yaşamaya özen gösterdik. Allah’ın verdiği imkânlar nispetinde ve merhume zevcemin tahammül ve katkılarıyla ahiretimize hazırlık yapmaya çalıştık.

Rabbim, azda olsa ve fakat iyiniyetle yapmaya çalıştıklarımızı kabul buyursun. Dünya hayatı gerçekten şairin dediği gibi bir sürgün hayatıdır. Daha da ötesi, tıpkı mal-mülk gibi canda emanettir. Emaneti veren dilediği zaman da o emaneti alır. Kur’an’da buyuruluyor: ‘Bu dünya hayatı hakikatte sadece bir oyun ve eğlenceden ibarettir, ahiret yurduna gelince işte asıl hayat O’dur. Keşke bunu bilselerdi.’ (29/64)

Günümüz evliliklerini dikkate aldığımızda özellikle gençlerin evliliği idealize etmelerine baktığımızda, hanım ve ben alaylı kimliğimize rağmen gerçekten tahammül boyutu yüksek, karşılıklı tavizin yaşandığı bir 55 yıl geçirdik. Allah evlatlar, torunlar, gelinler ve damatlar verdi.

Hamdolsun hepsi de dinini-diyanetini bilenler oldu. Elbette ben bir baba olarak küçük yaşlarda iken Kur’an hocamın; ‘Evladım! İslam’ın şartı altıdır. Altıncısı ise haddini bilmektir.’

Ve yine : ’Ağızınıza girene ve ağzınızdan çıkana dikkat edin.’ Yani haram lokma yemeyin yalan söylemeyin demişti hocamız. Hani modern eğitimciler insanın karakteri 7 yaşına kadar oluşur derler. Sanıyorum hocamın o gün söylediği sözler yüreğimde yer etmiş ki bilerek yuvama haram sokmadım, bilerek yalan söylemedim. Hz. Allah’da yüzümüze bakmış olacak ki bize salih ve saliha evlatlar, torunlar nasip etti. Bunları şunun için anlatıyorum; kıymetli gençler! Tek elle alkışlanmaz eğer alkışlamak ve sesinizi duyurmak istiyorsanız, mutlu olmayı arzuluyorsanız unutmayınız ki kadın ve erkek olarak birbirlerinize muhtaçsınız. Ya da Kur’an’ın ifadesiyle: ‘Onlar sizin için bir libas sizde onlar için bir libassınız.’ (2/187)

Lütfen mükemmel evlilik idealiniz olmasın. İslam’ın değişmezlerine bağlı kalarak birbirlerinizin farklı görüşlerine saygılı olunuz. Unutmayınız hayatın çeşitli girdapları,virajları vardır. O çalkantılı hallerde sabırlı olursanız kazanırsınız. Dr. Münir Derman diyor ki: ‘Sabır hilesi olmayanların hilesidir.’ Sabır, mermerin üstüne damlayan su damlacıkları gibidir. Mermer sert, su yumuşak, lakin o yumuşak olan su damlacıkları mermeri eritir.

Niçin?

Çünkü su damlacıkları ısrarla,sabırla aynı noktaya damlamaya devam eder.

Evlilikte de iki ayrı cins, iki ayrı karakterin birlikteliği ile oluşan evlilik kurumu, sabır ister, sebat ister ve de kanaat ister. İşte evliliklerinizin devamını istiyorsanız bunlara dikkat etmelisiniz.

Kur’an: ‘Ey İman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz?’ (61/3) buyuruyor. Ben, yaptıklarımı söylüyorum. Zira 55 yıllık evlilik hayatımızda ciddi anlaşmazlıklarımız oldu. 47 yıl annemle birlikte yaşadık. Herşeye rağmen sabırla, sebatla yuvamızı devam ettirdik. Zevcem 1989’da kanser oldu. Doktorlar uzun süren bir ameliyat sonrası altı aylık ömrü kaldığını söylediler. Ben buna hiç aldırış etmedim. Zira inandığım din: ‘Deki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin” (39/53) buyurmaktadır. Ben de, Allah’tan ümidimi kesmedim.

Çok şükür 1989-2023 tam 34 yıl birlikteliğimiz devam etti. Son 3 yıl ise tam anlamıyla hastanelerde, diyaliz merkezlerinde geçti. Ne zevcem ne de ben o çileli yıllarımıza rağmen şikâyetçi olmadık, Rabbimize sığındık, O’ndan yardım diledik. Ve sonunda da her faninin başına gelen akıbet 8 Eylül 2023’te bir Cuma vakti bizimde kapımızı çaldı. Ve zevcem 71 yaşında ruhunu rabbine teslim etti.

Allah rahmetiyle, merhametiyle muamele buyursun.

Zevcemin vefatı nedeniyle ülkenin muhtelif yerlerinden uzak yakın demeden cenazemize iştirak edildi. Dostlarım hanemize gelerek, telefon ederek kederimizi paylaştılar. Hepsine yürekten teşekkür ediyorum, Allah ecirlerini versin. Bu arada zevcem, hastalığının yoğun olduğu bir zamanda yatakta kendi kendisine şöyle diyordu: ‘ Allahım yatağımda enime-boyuma uzanarak bana şehitlik nasip et ve inşallah cenaze namazımı da Mehmet Hocam (Görmez) kıldırır. ’diyordu. Ben de kendisine biraz takıldım ve bu ucuz şehitlik neredeyse ben de talip olayım dedim.

Çocuklar ve ben, bir başka sevdiğimiz hocamızın cenaze namazını kıldırmasını kararlaştırmıştık. Görmez hocamızın cenazeden haberi olup olmadığını da bilmiyorduk.

Lakin cemaatin saf tutmasının ardından Mehmet Görmez Hocamız geldi ve cenaze namazını O kıldırdı. Hani Resulullah (as) buyuruyor ya: ‘Ameller niyetlere göredir.’ Öylede oldu.

Tekrar tüm cenazeye iştirak eden, hanemize teşrif eden, telefonla acımızı paylaşan dostlarıma-dostlarımıza teşekkür ediyorum.

Allah razı olsun kederimi paylaştınız haklarınızı helal ediniz.

14 Eylül 2023