uzun yola çıkanlar bilir.
şoförler için en tehlikeli yol
kilometreler boyunca eğimi, virajı olmayan
düz olan yoldur.
yol düz ve görünür olunca
yolun başında her şey güzeldir.
gaza basınca akıp giderken arabanız size etrafı rahat seyretmenize de sebep verir.
benzer çevre ve değişmeyen yol nedeniyle
gevşer ve rahatlarsınız
ama bir süre sonra bu gevşeklik
bedeninize sirayet etmeye başlar ve refleksleri zayıflatır
hele bir de gün doğumuna doğru varacağınız yere yaklaşmışsanız eğer,
az kaldı sabır diye zorlar ya insan kendini.
o ara düşen sadece göz kapaklarınız değil
adeta bütün vücudunuz boyun büker uykuya
ve…
bir de çok tehlikeli bilinen
adeta arabanın burnunu göremediğiniz virajlı yollar olur.
yol değişir, görüntü değişir, manzara değişir,
her an tetikte olduğumuz,
bütün uzuvlarının dikkat kesildiği adrenalinizin yükseldiği yollardır
hayır, hayır!
derdim araba sürmeyi, şoförlüğü, yolculuğun tehlikelerini anlatmak değil.
nerede nasıl araba sürülür ondan da bahsetmiyorum.
yolcuyuz dedik ya..!
doğumla ölüm arasına sıkışmış bir hayatın yollarındayız
bu yolda istikametimizi bozacak,
menzilimizi kaybettirecek çok şeyler kuşatır alır çeker içine.
rehavete düşürecek olan var ya!
benim dikkat çektiğim şey o…
insan bedenini ve ruhunu zayıflatan, güçsüz bırakan
işte onu derim.
“tekrar edip durduklarımız, rutin olandır ve her neyse yapılan ezbere düşersiniz
anlamsız bir güven gelir insana,
dikkat dağılır. yapılan işten önce zevk alınmaz sonra bezginlik ve bıkkınlık sarar
bela geliyor demektir.
ibadetlerden bahsederim aziz dost,
ibadetlerimizden...
tekrar edildikçe alışkanlık haline gelen
“amacı’’ kaybolan ibadetler
hafazanallah!
en değerli! ritüellerimiz oluverir...
mesela
gün boyu 5 kez,
kar, yağmur, sağlık, hastalık, düğün, ölüm bilmeyen illaki her halükarda kılınan
namazımız
rutini bozan ve hayata değer katan "namaz" dan bahsediyorum.
"gözümün nuru" denilen işte…
hani “namazı kılın" değil de
"ikame" edin emri olan ibadetten bahsediyorum
bu öyle bir farktır ki
of ki of...
ikame etmek ayağa kaldırmak demektir.
yani yaşanan hayatın farkında olmak işte...
“namaz muhakkak ki zor bir iştir" dost
namazın zorluğu kılmakta
sanki değil,
namazı ikame edilmesi halinde zorluk var
taşkınlıktan seni geri bırakan bir namazdan bahsediyorum.
şöyle desek
oruç işte
hayata anlam katan yediklerimiz değil,
yediklerimizi yaratan olduğunun farkına
varmak var ya,
"o" yemeği kes deyince durmak işte,
yememek,
"hayatın bir sahibinin olduğunun farkındalığı"
öyle valla öyle…
bir de şöyle diyelim ki anlaşılır olsun;
tavaf dediğiniz ne ola ki
atamız İbrahim peygamberin yükselttiği
dört duvarı ve hiç bir mimari özelliği olmayan evin
sahibi
etrafında “dön’’ dediği için dönmek... bu kadar...
dönmek...
7 kere döneceksiniz. hiç bir özel duası, okuması olmayan, dönünce etrafını
“farz” namazdan sonra en makbul ibadet olan "taraf”tan bahsediyorum.
ah!
sadece "o" istediği için döndüğümüzü “fark etmek’’
o kadar…
ibadet kastıyla yaptığınız ne varsa,
okumaktan tutun da sohbetlere, birilerine maddi manevi yardım için uzattığınız elleriniz,
muhatabına bir gülümseme dahil bunun içinde
ilgili kişiye ezber olmuş ve çok kolay geliyorsa ha!
orada durun;
mesela
kıldığımız namaz, tuttuğunuz oruç, gittiğimiz umre, lay loy, süper keyf,
yapması/ etmesi/ kılması
“öyle kolay ki” haline düşmüşse eğer,
valla
ibadetlerimiz rutine dönmüş olmasın sakın.
genç adam
abdest alırken yanındaki çocuğa söylenir;
"hele bi başla namaza, bir süre sonra namaz öyle kolay olacak ki,
hiç zoruna gitmeyecek dedi…"
hemen yanında namaza hazırlık yapan
ak sakalı uzun boylu gözlüklü adam tebessüm etti ve:
"çadırı ayakta tutan orta yerdeki direk neyse
namaz da o,
40 yıldır namaz kılarım.
hayatı ayağa kaldırmak öyle zor ki
öyle zor işte ...
öyleyken namazı kolay eden ne ola ki.
namaza alışmak ne mümkün" diye mırıldandı
ey yolcu
yolcusun ya!
diri dur. gevşeme.
bedeni ve ruhu ayartan ezberlerden
uzak dur
her bir ezber bilinç kaybıdır.
bilincin zayıflaması iradenin yok olmasına,
iradenin kaybı ise ibadetin anlamını yok eder.
hayır kesinlikle!
allah hiç bir ibadeti zayi edecek değildir.
benim dediğim;
"içinizde hayra çağıranlar olsun"
bilgisi var ya
ha! işte
ben o çok seçkin sınıfa dahil olmanın özelini söylerim.
o kişiler ki
“din’’sadece dillerinde değil
neye “omuz’’ verdiğinin “farkındalığı’’ olan hayat yaşarlar.
bir bilsen…
Seni sevdiğimi bil istedim 17.01.2021 Kemal Öztürk
YEŞİLAY BÖYLE Mİ OLMALI 18.01.2021 Ahmet TAŞ
Öğretmenler Rahata Mı Alıştı? 18.01.2021 Feyzullah AKDAĞ
Çarpık uygulamanın itirafı 25.12.2020 Ahmet TAŞGETİREN
SON PEYGAMBER JAPON OLSAYDI 28.12.2020 Ayten DURMUŞ
Köprülü Melih’ten Heykelci Mansur’a 28.12.2020 Ahmet GÜRBÜZ
Kıymetini bilin 29.12.2020 Kemal Öztürk
ESKİ İSLAMCILARIN KAYIP ÇOCUKLARI 12.01.2021 Hüseyin SEVİM