“Fetih aşkıyla yandı gönüller.
 Dillerde tekbîr, Allâhü ekber.”

Selâm Olsun…

Efendimize ve tüm enbiyâya, sahâbe-i kirâma, tâbiîne, tebe-i tâbiîne, eimme-i müçtehidîne, sâdât-ı kirâma, şühedâ-yı ızâma…

Hazreti Osman, Ebâ Eyyûbe’l-Ensârî, Hala Sultan ve sahâbeden Komutan Ömer hazretlerine…

Üçler, Yediler, Kırklara…

Şeyhülislam Ebussûd Efendi’ye, Padişah II. Selim’e, Lala Mustafa Paşa’ya…

Canbolad Paşa’ya, Ağlayan Dede’ye, Kutub Osman’a…

Kıbrıs şehid, gâzi ve mücâhidleri ile tüm ecdâdımıza…

Fethin temelinde iman, cihad, aşk, fedakârlık, sabır, dua, zikir ve lidere itaat vardır. İnanıyorsak güçlüyüz. Gönüller Fatihi Kutlu Peygamber, âdil yönetimin örneğini “Asr-ı Saâdet” döneminde göstermişti. Müslümanların fetihdeki asıl gayeleri, zalimleri yok edip mazlumların gönüllerini fethetmektir. Fetih; insanları Yüce Yaratıcısından uzaklaştıran engelleri kaldırma gayreti, küfür kalelerini yıkma faaliyetidir.

İlk Kıbrıs seferi, Hz. Osman zamanında Hicrî 28 (M. 648-649)’de gönüllüler tarafından yapıldı. Bu Müslümanların ilk deniz seferiydi. İlk fethedilen ada Kıbrıs’tı. Hala Sultan (Ümmü Haram bint-i Milhan) da bu sefere 86 yaşlarında iken kocasıyla birlikte katıldı ve bineğinden düşerek vefat etti. Hâlid bin Zeyd Ebâ Eyyûbe’l-Ensârî Hazretleri de Kıbrıs seferinde bulundu.

Hala Sultan, Peygamber Efendimizin akrabası. Hala (hâle) Arapça’da teyze demek. Peygamber Efendimizin süt teyzesi veya dede tarafından teyze-yeğen irtibatı olduğundan Ümmü Haram’a Hala Sultan denmiş. Halamız, ilk deniz ve Kıbrıs şehidi olduğundan Osmanlı Donanması Tuzla kıyılarından geçerken onun türbesini top atışlarıyla selamlıyorlardı.

Müslümanlar 7. Asır’dan bu yana adadalar. Kıbrıs’ın fethine katılıp gâzi olan sahâbe-i kirâmdan bazılarını sonradan İstanbul surları önlerinde de görmekteyiz. Onlardan kimileri şehâdet şerbetini içerek İstanbulumuzu şereflendirirlerken kimileri de gâziliklerine gâzilik katarak geri döndüler. Sahabe-i kiramın İstanbul seferlerinde Kıbrıs üs vazifesi görmüştür.

Kıbrıs'ta kabri ziyaret edilen elliye yakın sahabi olup bunların en meşhuru Hala Sultan. Onun türbesi Osmanlı dönemi’nde adı Tuzla olan Larnaka'da. Hala Sultan Türbesi, Tekke ve Külliyesi tuz gölünün hemen arkasında. Günümüzde Güney Kıbrıs sınırları içinde bulunuyor. Çifte vatandaşlığı olmayanlar ancak Kadir Gecesi ve bayram günlerinde ziyaret edebiliyor.

Kıbrısımızın baştacı diğer sahabe-i kirâmın kırkı, Lefkoşa'da Kırklar Tekkesi’nde, yedisi ise Girne'de “Hazreti Ömer” diye bilinen sahabeden Komutan Ömer Tekkesi’nde.

Kıbrıs’ta yuvalanan korsanların Türk yolcu ve tüccar gemilerine saldırmaları, özellikle gemiyle hacca gidenleri hedef almaları, Venediklilerin Osmanlı Devleti’ne karşı Kıbrıs Adası’ndan düşmanlara askeri üs verme ihtimali, Doğu Akdeniz’in emniyeti ve Venedik Cumhuriyeti’nin Osmanlı Devleti ile yapmış olduğu antlaşmaya uymaması gibi sebepler Kıbrıs’ın fethini gündeme getirmişti.

Lala Mustafa Paşa, Kıbrıs’ın fethi konusunda Sultan II. Selim’i devamlı teşvik etmiştir. Korsanların zulmü yanında adanın önceden dârulislâm olması, adadaki cami ve mescidlerin gayesi dışında kullanılması da Ebussuud Efendi’nin adanın fethiyle ilgili fetva vermesinde etkili olmuştur.

1970’li yıllarda ilkokulda okuduğumuz Sosyal Bilgiler kitabında Kıbrıs’ın fetih sebebi şöyle gösteriliyordu. “Kıbrıs’ın üzümleri çok kaliteliydi. Padişah da şaraba çok düşkündü. Kıbrıs’ı fethedip kaliteli şarap içmek için Kıbrıs’ın fetih emrini verdi.” Ağlasak mı gülsek mi...

Adanın fethi Ağustos 1571’de tamamlanmış olup Lefkoşa’daki Saint Sophia Katedrali Selimiye, Mağusa’daki Saint Nicola Katedrali ise Lala Mustafa Paşa Camii adını aldı. Sultan II. Selim ile Lala Mustafa Paşa başta olmak üzere Kıbrıs’ta birçok vakıf eseri bulunmakta. Lefkoşa’da Hazreti Ömer adına câmi, bedesten, hamam, çeşme yaptıran Lala Mustafa Paşa bunlara vakıflar tahsis etmiş ve bu bölge “Ömeriye” diye adlandırılmıştır.

Kıbrıs’taki şehitliklerde veya diğer yerlerde bulunan şehitlerimiz gurur kaynağımız. Girne’deki Osmanlı Baldöken Mezarlığı yanında Kıbrıs Barış Harekatı’nda şehit olanların bulundukları Karaoğlanoğlu, Boğazköy ve sair şehitliklerde vatan için can veren Mehmetçikler yatmakta.

Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT), Kıbrıs mücadelesine damgasını vuran bir müessese. TMT bünyesinde teşkilatlanan mücahitler yıllarca işgale karşı koydular. Türkiye için Çanakkale ne ise Kıbrıs için Erenköy odur. Erenköy’ü ve oradaki şehitliği ziyaret ettiğinizde düşmanla yapılan mücadeleyi iyice kavrıyorsunuz. Gizlenme mağaraları, nöbet yerleri, haberleşme merkezleri sizi Kıbrıs destanının yazıldığı o günlere götürüyor.

Kıbrıs Türkü çok sıkıntı çekti, katliamlara uğradı. Bu katliamların, özellikle de “Kanlı Noel”in izlerini Barbarlık Müzesi başta olmak üzere birçok yerde görebiliyorsunuz. Çocukluk ve gençliğimiz Kıbrıs mücadelesi hatıralarıyla geçti.

Kıbrıs Barış Harekâtı günlerini hatırlıyorum. O günkü koalisyon hükümeti ciddi bir karar almıştı. Kıbrıs halkı, daha önce adaya yapılacak çıkartma harekatlarının son anda iptal edilmesi gibi bunun da iptal edileceğinden endişe ediyorlardı. Kıbrıs Barış Harekâtı 20 Temmuz 1974’te yapıldı ve zaferle neticelendi.  Türkiye’de Mersin ve civarında geceleri karartma yapılırdı. Olayları radyodan takip ederdik. Kahramanlık türküleri ve marşlar dillerimizden düşmezdi.

Sahâbe-i kirâm, şühedâ, gâzi ve mücâhidlerin bulunduğu bu güzel adayı ve oradaki dostlarımı seviyorum. Rabbim 2013, 2018 ve 2019 yıllarında Kıbrıs’ta bulunmayı nasip etti. Hala Sultan başta olmak üzere Kıbrıs’taki maneviyat merkezleri ile tarihi mekanları ziyaret etmek nasip oldu. Kıbrıs Mücadelesi’ni bizzat yerinde tetkik etmek, vatan aşkıyla yanan komutan, gazi ve vatandaşlarımızla tanışmak, Yavru Vatan Kıbrıs için yapılan güzel faaliyetlere katılmak benim için onur vericiydi.

20 Temmuz kutlamaları Kuzey Kıbrıs’ta heyecanla geçerdi. Bu yıl 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın 50. yılı kutlamaları yapıldı. Yetkililerin kıymetli konuşmalarını; T.C. Milli Savunma Bakanlığı Mehteran Birliği, TMT’nin kahraman mücahidleri, Kıbrıs Barış Harekâtı gazileri ile diğer askeri birliklerin resm-i geçitleri süsledi.

Yeni geliştirilen askeri kara, deniz ve hava araçları da göz kamaştırıyordu. Türk Yıldızları, uçaklar, helikopterler ile gemilerin gösterisi yanında 50 gemi ve 50 pâre top atışı da anlamlıydı. TCG Anadolu Gemisi ile Bayraktar Akıncı TİHA da KKTC’de boy gösterdi. Göğsümüz kabardı…

Gençlerimiz ecdadını iyi tanımalı. Sadece dedelerinin zaferleriyle övünmekle kalmamalı; iman, ilim ve aşk merkezli çalışmalara imza atmalılar.

Ne mutlu din, vatan ve millet aşkıyla yanıp kendini kutsal değerlere adayanlara!..

Vatanımız ile Yavru Vatan Kıbrıs’ın kazanılması ve korunmasında emeği geçen kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, gönülleri mücadele aşkıyla yanan tüm mücahidlere selâm ediyorum.