Genç kelimesi Farsça bir kelime olup “Define” manasına geldiği gibi “Hazine” anlamına da gelmekte. Arapça’da kullanılan “Kenz” kelimesi de hazine için kullanılmakta. Hazine kelimesi hem kıymetli malların kendisi hem de onun saklandığı yer için kullanılmıştır. Osmanlı Devleti’nde mücevher, altın ve kıymetli eşyaların muhafaza edildiği yere hazîne denirken devlete ait vesikaların saklandığı yer dahi evrak hazinesi diye adlandırılmış. Osmanlı Arşivi'nin önceki isimlerinden birisi de Hazîne-i Evrak'tır.
Ecdadımız, ömrün en kıymetli dilimi için "genç" kelimesini kullanarak gençlik hazinesine dikkat çekmişler. Sağlam gençler yetiştiren dedelerimiz i'lâ-yı kelimetullah davasını gençlerin omuzlarına yüklemişler.
Genç samimidir. Peygamber Efendimiz’in etrafında kenetlenen genç sahabiler vardı ve İslâm’ın gönüllere hâkim olmasında onların payı büyüktü. Kıyamet gününde gençliğimizi nerelerde geçirdiğimiz sorulacak ve gençliğini Allah yolunda harcayan gençler inşallah, Arş'ın gölgesinde gölgelenecek.
Genç zindedir ve hâfızası kuvvetlidir. “Gençlikte öğrenilen taşa kazımak, ihtiyarlıkta öğrenilen suya yazı yazmak gibidir” sözü, gençlikte öğrenmenin ne kadar önemli olduğunu vurgulamakta. Atalarımız; “Gençlikte taş taşı, kocalıkta ye aşı” diyerek gençliği çok iyi değerlendirmeyi tavsiye etmişler, “Ne doğrarsan aşına, o gelir kaşığına”, “Ne ekersen onu biçersin” diyerek de gençliğin verimli geçirilmesi konusunda uyarılarda bulunmuşlardır.
Kaliteli bir gençliğe sahip olan milletler her zaman yükselmişler; Yusuf Hemedâni, Ahmed-i Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli, Tapduk Emre, Yunus Emre, Şeyh Edebâli, Osman Gazi, Akşemseddin, Fatih, Molla Gürani ve Mehmed Emin-i Tokadi gibi yüce şahsiyetler yetiştirmişlerdir. Geleceğin teminatı olan gençlerimizin yitip gitmesi büyük kayıp. Bazı okullar, tahsil gören talebesi cepheye gidip dönmediği için mezun verememiş, Çanakkale başta olmak üzere birçok cephede şehit olan gençlerimizin yerleri uzun bir süre doldurulamamıştır.
Gazze'de bulunan gençler ile çocuklar katil İsrail tarafından yok edilmek istenmekte. Allah'ın takdiri ne yücedir! O kadar bombalamaya ve imkansızlıklara rağmen Gazze'deki doğum oranı artmış durumda.
Dünyadaki genç nüfusta ciddi azalma gözükmekte. Dünya nüfusu gittikçe yaşlanıyor. Türkiye başta olmak üzere Müslüman ülkelerdeki genç nüfus, istenen ölçüde olmasa da birçok ülkeye göre daha iyi konumda. Önemli olan, gençlerimizi değerlerimiz doğrultusunda yetiştirmek. Gençlerin manevi ve maddi donanımlarla yetiştirilmesi için ciddi çalışmalar gerekmekte.
İzcilerimiz kamplar yapmakta. Sarıkamış ve Çanakkale'de "Dedeciğim ben geldim" diyerek vatan müdafaasını ve şüheda torunu olduklarını daha iyi anlamaktalar.
"Bastığın yerleri “toprak” diyerek geçme, tanı
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır atanı
Verme, dünyaları alsan da bu cennet vatanı.
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda.
Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda."
İstanbul'un kalbi Eyüpsultan'da; yıllardır gençleri bir araya getirmeyi, onların yanında durmayı şiar edinen GençTaçev gençlerle ilgili programlar yapmakta. Ülkemizde gençlik çalışması yapan diğer sivil toplum kuruluşları da mevcut. Rabbim gençlik çalışmalarına destek veren tüm samimi kardeşlerimizden razı olsun ve onların gayretlerini bereketlendirsin.
Günümüz gençliği sahip olduğu hazinenin değerini bilememekte ve zaman akıp gitmekte. Değerlendirilemeyen gençlik pişmanlıklara sebep olmakta. Teknolojik gelişmeyi takip etsinler, vatan ve millete faydalı olsunlar diye Osmanlı Devleti tarafından Avrupa’ya gönderilen gençlerin büyük bir kısmının kendi değerlerinden uzaklaşmış olarak yurda dönmeleri Osmanlı Devleti’ndeki çöküşü hızlandırmıştır.
Değerlerini ve gençliğini kaybeden milletler yok olmaya mahkûmlar. “Gençler düşünebilse, ihtiyarlar yapabilse” fikrinden hareketle gençlerimizin kendi cevherlerini fark etmeleri için gayret sarfedilmeli, manevî değerlerimizden taviz vermeden onları geleceğin modern dünyasının şartlarına göre yetiştirmeliyiz.
“Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden...
Senin de destanını okuyalım ezberden...
Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...
Elde sensin, dilde sen; gönüldesin, baştasın...
Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın!"
Hacca hazırlık ayı olan hicri Zilkade ayının sonuna geldiğimiz şu günlerde, gençliğe büyük hizmetleri olan Üstat Necip Fazıl'ı yâd etmeden geçemeyiz. Doğumu ve vefatı Mayıs ayında olan Üstat Eyüpsultan'da medfun. Vefatının üzerinden 42 sene geçti. Komşusu olmakla gurur duyduğum Üstadı gençlik yıllarımızda tanıyıp onun konferans ve şiirleriyle büyüdük. İnandığı davanın çilesini çekmiş olan Üstat ile arkadaşları gençliğimize rehber oldular. Üstat, Gençliğe Hitabesinde özlenen gençliği çok güzel ifade etmekte ve gençliğin şu özelliklerine vurgu yapmakta…
"Zaman bendedir ve mekân bana emanettir!" şuurunda bir gençlik...
"Mukaddes emaneti ne yaptınız?" diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan, dimdik bekleyen bir gençlik...
Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün dâvacısı bir gençlik...
Hakk'a inanan ve halis hürriyeti Hakk'a kölelikte bulan bir gençlik...
Kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin; aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrâkine sahip bir gençlik...
Yurduna, İslâm âlemine ve bütün insanlığa numunelik teşkil edecek bir gençlik...
"Kim var?" diye seslenilince, "Ben varım!" cevabını verici, "Benim olmadığım yerde kimse yoktur!" duygusuna sahip bir dâva ahlâkını pırıldatıcı bir gençlik...
Canların canı uğrunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nispette strateji ve taktik sahibi bir gençlik...
Zifirî karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin bir gençlik...
Cemiyet müesseselerinin zehirli tesirini üzerinden atabilecek, nefsini koruyabilecek, tek başına onlara karşı durabilecek ve bu işin destanlık savaşını kazanabilecek bir gençlik...
Gerçek Müslümanlığın "ne idüğü"nü ve "nasıl"ını gösterecek bir gençlik...
Allah'ın Sevgilisinin alemleri manto gibi bürüyen eteğine tutunacak, O'ndan başka hiçbir tutamak, dayanak, sığınak, sarınak tanımayacak ve O'nun düşmanlarını ancak kubur farelerine denk muameleye lâyık görecek bir gençlik...
Üstat, bahsettiği gençliği karşında gördüğünü ve Allah'a hamd ettiğini bildirerek gençlere vasiyette bulunmakta.
"Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim; manevî babanın tabutunu musalla taşına, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymandır!"
Gençler gençliğinin, bizler de gençlerimizin kıymetini bilmeli, onlara kol kanat germeliyiz. Gençliğini ulvi gayeler uğrunda geçirip gençlik hazinesini boşa harcamayanlara selâm olsun!
"Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe rüzgâr, artık ne yandan esersen es!"
DİL VE MEDENİYET|Ramazan YAZÇİÇEK
13.07.2025
Gazze'de 3 İsrail askeri öldürüldü
15.07.2025
Silahları Yakmak|Ümit Aktaş
16.07.2025
Kalbi Tevhid İle Korumak..- Zeynep Taş
17.07.2025
Osman Yurt ile Derkenar..
08.07.2025
İçimin Cız Ettiği Yer -Zeynep Taş
02.07.2025
DİL VE MEDENİYET|Ramazan YAZÇİÇEK
13.07.2025
Türkiye Henüz Dinsizleşmedi AHMET HAKAN ÇAKICI 18.07.2025
Fetö ve AK Parti YUSUF YAVUZYILMAZ 19.07.2025
VII. ‘BEN FİLİSTİN’İM’ DEDİ AYTEN DURMUŞ 19.07.2025
V – Gazzeye Gitmek İstiyorum, Dedi.. AYTEN DURMUŞ 01.07.2025
Diyanet, Adalet, Liyakat.. YUSUF YAVUZYILMAZ 28.06.2025
Tanrılık İddiası ORHAN GÖKTAŞ 22.06.2025
İçimizi Dağlayan Başbağlar AHMET SEMİH TORUN 06.07.2025
Eleştiri ve Tutarlılık YUSUF YAVUZYILMAZ 05.07.2025