metrika yandex
  • $39.57
  • 45.75
  • GA29980

Güçlü Kadın Neslihan -2-

FEYZULLAH AKDAĞ
13.05.2025

Bir gün Neslihan hastanede nöbetçiyken ambulans gece yarısına doğru trafik kazasında yaralanan bir kadın getirdi. Neslihan gerekli müdahaleleri yaptıktan sonra korkulacak bir durumun olmadığını anladı. Kadının genel sağlık durumu iyiydi ve bilinci yerindeydi. Ama her ihtimale karşı sabaha kadar müşahade altında kalması gerekiyordu. Kadına durumu anlattı ve ona refakat etmesi için yakınlarını arayabileceğini söyledi. Ancak kadın stajyer avukat olduğunu İstanbul’da kimsesinin olmadığını anlatınca sohbet koyulaştı. O gün hastanenin acil bölümü de pek sakindi. Neslihan biraz sohbet etmekte beis görmemişti…

  • Sibel Hanım ciddi bir sorun görünmüyor. Sadece çarpmanın etkisiyle başınızı kaldırıma çarpmışsınız Allah’tan sert bir çarpma olmamış da kafa travması yaşamadınız.
  • İlginiz ve bana refakat ettiğiniz teşekkür ederim doktor hanım.
  • Rica ederim. Stajınız ne zaman bitiyor?
  • Bu yaz bitecek.
  • Bitince ardından memlekete gidersiniz herhalde?
  • Hayır asla!

Afallamıştı Neslihan. Elbette üniversiteyi her bitiren memleketinde çalışacak diye bir kural yoktu ama Sibel’in sert ve yüksek tonda verdiği bu cevabın ne anlama geldiğini kestirememişti. “Elbette herkes memlekete dönecek diye bir şey yok. Ben ve nişanlım dönüp evleneceğiz” dedi.

  • Ne! Evlenmek mi?

Sibel bu soruyu sorarken o kadar küçümseyici bir tavır takındı ki Neslihan neye uğradığını şaşırdı.

  • E..evet evlenmek!?
  • Kusura bakmayın doktor hanım. Ben evlenmeye karşıyım. Üstelik daha okulu bitirir bitirmez evlenmek de ne oluyor? Okurken çektiğin onca sıkıntı, dert, tasa… Tam bitirdin para kazanacaksın hemen evlilik hemen ardından çocuk… Ne kazandığın paranın tadını çıkarabileceksin ne de özgürlüğünün.
  • Özgürlük mü?
  • Tabi ya. Dışarda takılayım diyeceksin eşin izin vermeyecek. Şu arabayı, şu ayakkabıyı alayım diyeceksin eşine danışman gerek, hele bir de hamile kalıp çocuk doğurduğunda olacakları hayal bile edemiyorum. Kazandığın paranın hesabını kimseye vermiyorsan ve günün sonunda saatin kaç olduğuna takılmadan eğlenmiş şekilde eve geliyorsan özgürsün demektir. Evde yemek bekleyen bir koca, altının temizlenmesini bekleyen bir çocuk varsa bunları nasıl yapacaksın?

Neslihan özgürlük kavramına hiçbir zaman “istediğini yapma” anlamını yüklememişti. Çünkü bilirdi ki istediğini yapan istemediğini görür. Özgürlük kavramı istediğini yapmak demek değildi. Ama o an Sibel’in tarif ettiği evlilik profilini hayalinde canlandırdı. Hayalinde canlandırdığı sahneler o ana kadar hiç hissetmediği bir memnuniyetsizlik duymasına neden oldu. Cemal aklına geldi; utandı ondan. Daldığı hayalden hemen çıktı ve bir daha aklına getirmemek üzere kendine söz verdi.

Sibel, Neslihan’daki değişimi ve dalgınlığı fark etmişti. Bundan son derece memnun kalmıştı. “Sorgulamasını sağladım” diye geçirdi içinden. Aynı doğrultuda sohbeti daha da koyulaştırdı. Bir saate yakın aralıksız geçen sohbetin ardından Neslihan başka hastalara bakmak için izin istedi. Sabaha kadar da Sibel’in yanına uğramadı.

Sabah Neslihan Sibel’i taburcu edip ilaçlarını yazdı. Sibel teşekkürlerini sunarken bir kart iliştiriverdi Neslihan’ın eline.

  • Bu bizim derneğin kartı. Başkanlığını ben yapıyorum. Üstündeki de benim özel numaram. İstediğin zaman arayabilirsin.

Neslihan teşekkür etti ve Sibel’i uğurladı. Ardından kartvizite baktı. Üstünde “Kadınların Özgürlüklerini Koruma Derneği” yazıyordu. Başkan Sibel Sarılar. Sibel’i tanımadan önce bu derneği duymuş olsaydı “ne özgürlüğü?” diye sorardı ama şimdi derneğin ismindeki özgürlüğün ne manaya geldiğini bizzat başkanının ağzından duymuştu: Eğlenmek ve kimseye hesap vermemek…

Aklı karışmıştı Neslihan’ın gece sohbet sırasında Sibel’in kadın-erkek eşitsizliğine dair verdiği örnekler gerçekten mantıklıydı. Mesela kadın neden istenirdi ki. “Kız isteme” diye bir tören neden vardı. Kızın verilmesi ne anlama geliyordu? Sibel daha birçok örf ve âdetin kadını ezen, değersizleştiren yönlerinin olduğunu erkek egemen bir kültürde kadın erkek eşitliğinin imkânsız olduğunu defalarca vurgulamıştı. “Peki, kadın erkek eşitliği nasıl sağlanabilir?” diye sormuştu Sibel’e.

  • Evlenmeyerek ve çocuk yapmayarak!
  • Nasıl yani?
  • Neslihan Hanım. Şuan siz evlenseniz ev işleri ve annelik yine sizden beklenecek. Bu da eşitlik değil.
  • Ama kocam bana ev işlerinde yardım eder. Çocuk bakımında da yardımcı olur.
  • İşte problem de tam burada! “Yardımcı olmamalı” Neslihan Hanım. Bizzat sorumlu olmalı. Eşitlik ancak böyle sağlanabilir.
  • Ama erkeğin ve kadının güçlü olduğu alanlar ve konular farklı. Onun daha iyi olduğu konular onun işi olur; benim daha iyi olduğum konular benim işim olur. Hayat böyle iş bölümü ile yaşanır ancak.

Sibel Neslihan’ın son cümlesini duyunca katıla katıla güldü. Başındaki sargı dahi koptu. Neslihan tekrar sarmak için müdahalede bulunurken Sibel’in kahkahaları bitmişti.

  • Neslihan Hanım bu bahsettiğiniz şeylerin hepsi toplumun dayattığı uydurma şeyler. Siz de toplumun içinde büyüdüğünüz için birçoğumuz gibi sorgulamadan bu uydurma bilgileri kabul etmişsiniz. Ve doğrunun bu olduğuna kendinizi inandırmışsınız. İşte bundan dolayı topluma entegre olmanın en önemli aracı olan evlenmek ve çocuk yapmak konularından kadınların şimdilik uzak durması gerekiyor. Kadınlar tek başlarına kaldığında gerçekleri görüp kendilerine yetebildiklerini, erkeklere muhtaç olmadıklarını anlayacaklar. Özgür birer birey olacaklar ve toplum da onlara eşit statü vermek zorunda kalacak. Bu aşamada kadınların dayanışma içinde olmaları, örgütlenmeleri ve birlikte hareket etmeleri şart. Bunun için ömrümü adadım ben.

Karşısında tüm benliğiyle inandıklarını anlatan çok samimi bir insan vardı. Sibel’in anlattıkları saçma da değildi. Şurası kesindi ki Sibel, Neslihan’ı etkilemişti. Neslihan eskisi gibi olmayacaktı artık. Nitekim birkaç gün sonra Sibel’i aramıştı ve dernekteki seminerlere katılmak istediğini söylemişti.

Neslihan seminerlere ve diğer dernek faaliyetlerine katılırken Cemal’e hiçbir şey söylememişti ama Cemal ondaki hızlı değişimin farkındaydı. Bu değişimden hiç memnun değildi. Defalarca sormuştu Neslihan’a ama her defasında Neslihan geçiştirmişti soruları. Cemal bir türlü bu değişimin kaynağını bulamamıştı.

Devamı Gelecek…

 

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş