Elmas Sömürge Türkiye Duruşmaları – 6
16 Mart 1336/1920’de İtilâf devletleri tarafından İstanbul işgal edilmeye başlanır.
Sabahın erken saatlerinde İngiliz askerleri, Şehzadebaşı Karakolu’nu basarlar. 6 kişiyi şehit ederler, 10 kişiyi de esir alırlar.
Harbiye Nezareti’ni ve Tophaneyi işgal ederler. Limana İngiliz zırhlıları yanaşır… Beyoğlu Telgrafhanesi ile Meclis-i Meb’usan (Tabiî Meb’uslar Meclisi) işgal edilerek memurları kovulur. Dersaadet Telgrafhanesi de bir saat kadar sonra işgal edilecektir.
Kazım Karabekir Paşa, haberi aldığında şunları ifade eder:
“Bu haberi zaten bekliyorduk. (…) Teessür’e değer olan nokta da bu durum bilindiği halde İstanbul’dan kimsenin çıkmamasıdır. (…) Tedbirde kusur edenler, takdire kabahat bulmasınlar.”
Saat 14.15’de işgalci İtilâf temsilcileri, vilâyetlere bir Tamim (genelge) gönderirler:
“Beş buçuk sene evvel memalik-i Osmaniye’nin (Osmanlı Ülkesi) mukadderatını (kaderini) her nasılsa elde etmiş olan İttihad ve Terakki Cemiyeti,’nin rüesası (liderleri) Alman telkinâtına kapılarak Devlet ve Millet-i Osmaniye’yi Harb-i Umumiye’ye (Birinci Dünya Savaşı) iştirak ettirdiler.
(…) Devlet ve Millet-i Osmaniye bin türlü felâket geçirdikten sonra öyle bir mağlubiyete duçar (uğradı) oldu ki İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin rüesası(liderleri) bile bir mütarekenâme (ateşkes antlaşması) akdederek (yaparak) firar etmekten başka bir çare bulamadılar.
Mütarekenâmenin (ateşkes bildirisi) akdini (yapılmasını) müteakip Düvel-i İtilâfiyeye (İtilâf Devletleri) gayet ağır bir vazife terettüp etti.
(…) Sulh Konferansı bu vazifenin ifâsiyle meşgul iken firâr-i İttihad ve Terakki erkânının (liderleri) mürevvic-i mefkûreleri (fikirleri yanlısı) bulunan bazı eşhas (şahıslar) Teşkilât-ı Milliye nâm-ı müstearı (takma ismi) altında bir tertip teşkil ederek padişah ile hükümet-i merkeziyenin evamirini (emirlerini) hiç addetmekle harbin netayic-i elîmesinden (kötü sonuçlar) büsbütün tükenmiş olan ahaliyi askerlik için toplamak, anasır-ı muhtelife (çeşitli unsurlar) meyanında nifak çıkarmak, iane-i milliye (yardım parası) bahanesiyle soymak gibi ef’ale (işlere) cüret ettiler.
(…) Sulh Konferansı vazifesine devam etti ve nihayet İstanbul’un Türk idaresinde kalmasına karar vermiştir.
(…) efkâr-ı umûmiyeyi bera-yı tenvir (kamuoyunu aydınlatmak için) nikat-ı âtiye tasrih(ilgili önemli sözler aşağıda beyan edilir) olunur:
1.İşgal muvakkattir. (geçicidir)
2.Düvel-i İtilâfiye’nin (İtilâf Devletleri) niyeti makam-ı saltanatın nüfuzunu kırmak değil, bilâkis idare-i Osmaniye’de kalacak memalikte (ülke) o nüfuzu takviye ve tahkim etmektir.
3.Düvel-i İtilâfiye’nin niyeti yine Türkleri Dersaadet’ten (İstanbul) mahrum etmemektir.
4.(…)
5. (…)
Düvel-i İtilâfiye Mümessilleri
Karabekir Paşa 17 Mart sabahı Heyet-i Temsiliye’ye, Meclis-i Millî’nin Ankara’da toplanması teklifinde bulunur.
!8 Mart ve sonrası günlerde halk İstanbul’un işgaline karşı mitingler yapar. Batı ülkeleri dışişleri bakanlıklarına telgraflar çekilir.
Heyet-i Temsiliye, bir Beyannâme (Bildiri) yayınlar:
“Âlem-i İslâma Beyannâme,
Hilâfet-i mukaddese-i İslâmiye’nin makarr-ı âlâsı (başkenti) olan İstanbul’da Meclis-i Mebusan ve bilcümle müessesat-ı resmiye (resmi kurumlar) ve askeriyeye vaz-ı yed (el koyma) olunmak suretiyle resmen ve cebren işgal edilmiştir.
Bu tecavüz saltanat-ı Osmaniyye’den ziyade makam-ı hilâfeti, hürriyet ve istiklâllerinin istinadgâh-ı yegânesi (biricik dayanağı) gören bütün âlem-i İslâm’a racidir (yöneliktir).
(…) Hilâfet makamını taht-ı esarete ( esaret altına) alarak bin üç yüz seneden beri payidar (kalıcı) olan ve müebbeden (ömür boyu) masun-ı zeval (yıkılmaktan korunan) kalacağına şüphe bulunmayan hürriyet-i İslâmiyeyi hedef ittihaz (almak) etmektedir.
Mısır’ın on bine baliğ (ulaşan) olan şüheda-yı muazzezesine (yüce şehidlerine), Suriye ve Irak’ın binlerce evlâd-ı muhteremesine, Şimal-î Kafkasya’nın, Türkistan’ın, Efganistan’ın, İran’ın, Hind, Çin velhasıl bütün Afrika’nın ve bütün şarkın bu gün azîm bir heyecan ve derin bir emel-i istihlas (kurtarma) ile titreyen efkâr-ı müşterekesine (ortak fikirlerine) havale edilmiş olan bu darbe-i tahkir (küçük görme) ve tecavüzün düşmanlar tarafından tahmin edildiği veçhile maneviyatı haleldar (bozma) etmek değil, belki bütün şiddetiyle mucizeler gösterecek bir kabiliyet-i inkişafiyeye (gelişme) mazhar eylemek neticesini tevlid (doğurma) edeceğine şüphemiz yoktur.
(…) ehl-i salib (haçlılar) efradının (askerlerinin) bu son amele-i sefilesi (aşağılık eylemleri) İslâmiyetin nur-ı irfan ve istiklâline ve Hilâfetin tarsin (sağlamlaştırma) ettiği uhuvvet-i mukaddeseye (kutsala bağlılık) merbut(bağlı) olan bütün Müslüman kardeşlerimizin vicdanında da aynı hiss-i mukavemeti (karşı koyma duygusu) ve aynı vazife-i galeyan ve kıyamı uyandıracağından emin olarak Cenab-ı Hakk’ın mücahedat-ı mukaddesemizde (kutsal cihadımızda) cümlemize tevfikât-ı ilâhiyesini (ilahî yardımlarını) terfik (yanımıza göndermesini) etmesini ve ruhaniyet-i Peygamberiyeye istinad (dayanan) eden teşkilât-ı müttehidemize (birleşmiş) muin (yardımcı) olmasını niyaz eyleriz.
Müdafaa-i Hukuk
Heyet-i Temsîliyesi nâmına
Mustafa Kemal
Salih Paşa’nın sadrazamlıktan istifası üzerine 5 Nisan 1336/1920 tarihli bir Hatt-ı Hümayûn (padişah fermanı/emri) ile Ferit Paşa yeni Osmanlı Hükûmeti’nin başına getirilir.
(Kâzım Karabekir, İstiklâl Harbimiz, I. Cilt)
05.10.2020, Kardelen / Ankara
Mehmet Yavuz AY
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
Seçimin İmkanları YUSUF YAVUZYILMAZ 21.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024