metrika yandex
  • $34.34
  • 37.69
  • GA21310

Kıyamet Çeşitleri

AYTEN DURMUŞ
07.10.2023

 

Kıyamet nedir: Tek tanrılı dinlere göre dünyanın sonu ve ölenlerin dirilip toplanacağı zamandır. Dünya düzeninin bozulması ve dünya üzerindeki hayatın sona ermesi demektir. Bu sözcük deyim olarak ‘gürültü patırtı, gürültülü karışıklık, kötü olay’ anlamlarında da kullanılır.

Kur’an’a göre kıyamet ve vakti: Evrenin düzeninin bozulması, her şeyin alt üst olarak yok olması, yok olan ve ölen varlıkların yeniden yaratılıp diriltilerek ayağa kaldırılması ve toplanması demektir. Lokman 34’te: ‘Kıyamet saatinin bilgisi yalnız Allah’ın katındadır.’ denilerek bu vaktin bilgisinin yalnızca Allah’a ait olduğu ve ansızın kopacağı ifade edilmektedir. Kıyamet vaktinin bir ilkeye göre belirlenmesi ve her suça hemen ceza verilmemesiyle ilgili ilahi yasa şöyledir: "Öyleyse inançsızlar, kendilerine mühlet vermemizin haklarında sakın daha hayırlı olduğunu sanmasınlar. Onlara ancak günahlarının artması için mühlet veriyoruz. Onlar için aşağılayıcı bir azap vardır!" (Âl-i İmrân178). “Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden (hemen) cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı.” (Nahl, 61).

Kıyamet gününün Kur’an’dakiadları: Kur’an’da kıyamet hakkında en fazla “saat” sözcüğü kullanılmakta, ad tamlaması olarak yetmiş yerde “kıyamet günü” şeklinde geçmektedir. Aynı anlamda; ğâşiye, hâkka, kâri'a, saat, sâhha, vâkıa, mead, ukba gibi adlar; “en-nebeü'l-azîm, et-tâmmetü'l-kübrâ, el-yevmü’l-âhir, yevmü’d-dîn, , yevmün akim, yevmun asir, yevmul azife, yevmun azim, yevmun cem, yevmun ba’s, yevmun elim, yevmul fasl, yevmul hasret, yevmulhak, yevmul hisab, yevmul huruç, yevmul hulud, yevmul malum, yevmul meşhud, yevmul mevud, yevmul muhit, yevmul sakil, yevmut tegabun, yevmut telak, yevmut tenad, yevmul vaid, yevmul vaktil malum, ’ gibi tamlamalar da kullanılmıştır.

Kıyametin alametleri: Ansızın kopacağı söylenen kıyametin açık ve anlaşılır belirtilerinin olup olmayacağı tartışılmakla birlikte, kıyametin alameti olarak genellikle şu on olayın yaşanacağı söylenmektedir: ‘Mehdi’nin gelişi, Deccal’ın çıkışı, Hz. İsa’nın gökten inişi, Ye’cuc ve Me’cuc’un ortaya çıkması, dabbetularzın ortaya çıkması, güneşin batıdan doğması, insanları toplanma yerine sevkeden bir ateşin yerden çıkması, duman, yer batması, Kâbe’nin yıkılması’. Ancak bu sayılanlardan yalnızca şu üçü Kur’an’da yer almaktadır: ‘Ye’cuc ve Me’cuc, Dabbetul-arz, duman’. Geri kalanlarına ise toplumların sözlü birikimlerinin yazıya geçirilmesi, genel kültür ve önceki dinlere ait geleneklerin İslam kaynaklarına girmesi, insanların umutsuzluktan kurtulmak için inanmak istediklerini yeniden kurgulamalarının sonucu olarak inanılmıştır, denilmektedir. Kur’an’daki söz konusu ayetler şöyledir: ‘O söz başlarına geldiği zaman [kıyamet], onlara bir dabbetularz/yerde hareketli bir varlık çıkarırız; o da onlara, insanların ayetlerimize kesin iman etmemiş olduklarını söyler.’ [Neml 82). ‘Yecuc ve Mecuc, set yıkılıp her tepeden akın ederler.’ [Enbiya 96]. ‘Gökten bir duman çıkacağı günü gözetle!’ [Duhan 10].

Kıyamet çeşitlerinin ve belalarının yaşanmasında ilahi yasa/sünnetullah: “Biz hiçbir toplumu kendilerine uyarıcılar göndermeden helak etmemişizdir!” (Şuara208). “Gerçek şu ki halkı gafilken Rabbin yerleşim yerlerini helak edecek değildir!” (Kasas131). “Başınıza gelen herhangi bir bela, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir. (Bununla beraber) Allah, çoğunu da affediyor.” (Şura 30). “Biz refahtan şımaran nice memleketleri helâk etmişizdir.” (Kasas, 58). “Rabbin ülkelerin ana yerleşim yerlerindeki halka ayetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe helak edecek değildir. Zaten biz halkı zalim olanlardan başka kentleri de helak etmeyiz!” (Kasas59)

Genel olarak kıyamet nedenleri, bireysel, ailevi, topluluk, toplum, devlet olarak ‘zulüm ve küfür başta olmak üzere elçileri yalanlamaları, putlara tapmaları, sapkınlık, Allah’a isyan etmeleri, helal-haram dinlememeleri, nankörlük’ şeklinde sıralanabilir.

Dünya kaç kez kıyamet yaşadı: Uluslararası Doğa Koruma Birliği'ne göre dünyada çok sayıda canlı türü yok olmuştur. Şu anda da dünyada 42 binden fazla canlı türü yok olma tehlikesi altındadır. Yine bu kuruma göre dünya üzerinde bilinen beş kitlesel yok oluş yaşanmıştır. Şu an itibariyle ise devletlerin silahlanma yarışı, nükleer silahlara sahip olma amacına yönelik olarak sürmektedir. Bu alanda çalışan bilim insanları, ‘İnsanlık nükleer silahların tamamını kullanırsa 90 saniye içinde kendini yok eder.’ diyerek tüm insanlığı yok edebilecek bir ‘nükleer kıyamet’ senaryosunu gündeme getirmektedirler.

Kur’an’da, ‘insanların kıyametine’/toplu veya büyük oranda yok oluşuna neden olacak olay ve durumlardan söz edilmektedir. Bu olaylar iyi incelendiğinde, Müslümanlar için ‘devlet’ kurmayı gerekli kılan ve ‘insanın beş kutsalı’ olarak adlandırılan ‘din, mal, soy, can, akıl’ konularında o toplumların genelinin ‘ilahi ilkeler’ kendilerine bir elçi aracılığıyla iletildiği halde sapkınlık içinde kalmakta ısrarlı oldukları anlaşılır. Bu beş kutsalın en az birinin yok edilmesi sonucu ortaya çıkan helaki, şu örnekler üzerinden ele almak mümkündür:

1. Hz. Nuh örneğinde ‘bozuk inanç kıyameti’/dinde sapkınlık

2. Hz. Şuayb örneğinde ‘ekonomik kıyamet’/mal kazanmakta sapkınlık

3. Hz. Lut örneğinde ‘cinsel sapkınlık kıyameti’/ soyun belirsizleşmesi, namusun korunmaması

4. Hz. Musa ve Firavun örneğinde ‘zulüm kıyameti’/ can güvenliğinin yok edilmesi

5. Yaratılan her varlık için ‘fiziksel kıyamet’/ evrensel bozulma ve ölüm

1. Hz. Nuh örneğinde ‘bozuk inanç kıyameti’/dinde sapkınlık: Hz. Nuh elçi gönderildiği toplumu Allah'tan başkasına kulluk etmemeye çağırdığında, onların cevapları ve sonları şöyle oldu: “Kavminin ileri gelenleri: "Biz senin apaçık sapıklıkta olduğunu görüyoruz.” dediler. Hz. Nuh onlara: “Ey kavmim! Bende bir sapıklık yoktur ancak ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim, Rabbimin sözlerini size bildiriyor, öğüt veriyorum. Sizin bilmediğinizi Allah katından ben biliyorum. Sakınmanızı ve böylece merhamete uğramanızı sağlamak için aranızdan biri aracılığıyla Rabbinizden size haber gelmesine mi şaşıyorsunuz?” dedi. (A'raf 61-63) “Ant olsun, biz Nuh’u kendi kavmine peygamber olarak gönderdik. O da dokuz yüz elli yıl onların arasında kaldı. Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi.” (Ankebut 14). “Hataları yüzünden suda boğuldular ve cehenneme sokuldular da kendileri için Allah’tan başka yardımcılar bulamadılar” (Nuh 25). “Nuh’u yalanlamışlardı. Bunun üzerine biz de onu ve onunla gemide olanları kurtarmış, ayetlerimizi yalanlayanları ise boğmuştuk. Zira onlar kör bir kavim idiler.” (A’râf 64)

Nuh toplumunun mal ve makam sahibi olanları, kendilerinin akıllı olduğunu, üstünlüğün de malda ve makamda olduğunu zannettikleri için Hz. Nuh’u ve ona inananları küçümsüyor, onlarla bir arada bulunmayı kabul etmiyorlardı. Eşi ve oğlu da dâhil, Nuh kavmi Allah'a ve elçisine isyan etmeleri, zulme, küfre ve günaha dalmaları sebebiyle tufanla helak oldular. Bu toplumda SÜNNETULLAH şöyle gerçekleşmiştir: Bir toplumda inançsızlık yaygınlaşır, ilahi ilke ve kurallar görmezden gelinir, toplumsal yaşam gücü ele geçiren azgınların isteklerine göre şekillenir, bununla mücadele edenlerin de mücadele edecek tüm çare, yol ve yöntemleri tükenirveya mücadele etmezlerseo toplumun KIYAMETİ GERÇEKLEŞİR.

2. Hz. Şuayb örneğinde ‘ekonomik kıyamet’/mal kazanmakta sapkınlık: Hz. Şuayb, elçi gönderildiği toplumu Allah'tan başkasına kulluk etmemeye çağırdığında, onların cevapları ve sonları şöyle oldu: ‘Medyen’e kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin; sizin O’ndan başka tanrınız yoktur. Size rabbinizden açık bir delil gelmiştir. Artık ölçüyü tartıyı tam yapın, insanların mallarının değerini düşürmeyin, düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlar iseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır.” (Araf 85)

Hz. Şuayb, Medyen halkının ticari hayatını düzeltmek için ölçü-tartı araçlarını getirdi. Ancak Medyen halkı, Hz. Şuayb’ın ticari hayata dair duyurduğu ‘ilahi ilkeleri’ dinlemeyerek ticaretlerinde ölçü ve tartıda hile yapmayı sürdürdüler. Yaşadıkları yerdeki gür ağaçları tanımlamak için kullanılan ‘Eyke’ sözcüğüyle de anılan Medyen kavmi, Hz. Şuayb'ın ısrarlı tebliğini dinlememiş, üzerlerine felaket göndermesini istemişlerdir. Yanlışlarında ısrarlarının sonunda şehirde yaşayan Medyenliler ile bunların vadide yaşayanları olan Eykeliler, çok şiddetli depremler sonucu yok olmuşlardır. (A'râf 91, Hûd 94, Şuarâ 189, Ankebût 37). Bu toplumda SÜNNETULLAH şöyle gerçekleşmiştir: Toplumu ayakta tutan ekonomik ilke ve kurallar adil olmaz, zenginlerin zenginliğini, yoksulların yoksulluğunu artıracak şekilde olursa; ticaretle uğraşanlar daha çok kazanmak için yanlış yol ve yöntemlere yönelir, helal-haram dinlemez, hakları olmayana sahip olmak isterler, toplumu yönetenler de bu duruma sessiz kalırlarsa o toplumun KIYAMETİ GERÇEKLEŞİR.

3. Hz. Lut örneğinde ‘cinsel sapkınlık kıyameti’/ soyun belirsizleşmesi, namusun korunmaması: Hz. Lut, elçi gönderildiği toplumu Allah'tan başkasına kulluk etmemeye çağırdığında, onların cevapları ve sonları şöyle oldu:‘Lut da hani kavmine demişti: "Siz gerçekten, sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı 'çirkin bir utanmazlığı' yapıyorsunuz." (Ankebut 28)‘Siz doğru ilişkiyi keserek erkeklere yanaşıyor, bir de o çirkinliği toplu olarak yapıyorsunuz öyle mi!" Halkının verdiği tek cevap şu oldu: "Eğer haklıysan bize Allah’ın azabını getir."(Ankebut 29). Lut da: "Ey Rabbim! Bozgunculara karşı bana yardım et!" dedi.’ (Ankebut 30). Onlara: ‘Siz, kadınları bırakıp şehvetle erkeklere gidiyorsunuz. Doğrusu siz müsrif (kendini israf eden) bir topluluksunuz.” (A’raf 81) dedi. ‘Lut Kavminin cevabı: "Bunları, yurdunuzdan sürüp çıkarın, muhakkak bunlar, temiz kalmak isteyen kişilermiş." demekten başkası olmadı. (A’raf 82). ‘Bunun üzerine biz, karısı dışında, (Lut'u) ve (inanç) ailesini kurtardık; (karısı) ise, helake uğrayanlardan oldu.’. ‘Emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine sağanak halinde, rabbin katında işaretlenmiş taşlar yağdırdık. Böyle cezalar zalimlerin başından hiç eksik olmaz. (Hud 82, 83) (Bu konu Kur’an’da farklı surelerde ayrıntılıca anlatılmaktadır.).

Sodom ve Gomora halkı, MÖ. 1900 yıllarına kadar varlığını sürdüren, ahlâksız, sapkın, putlara tapan, soygun yapan, zayıfları ezen bir topluluktu. Bu toplumun erkekleri, eşcinsel idiler. Şehri ziyarete gelen tüm erkeklere, birbirlerine ve kendi aile bireylerine tecavüz etmekteydiler. Geçmiş milletlerde görülmeyen ensest/aile içi birinci derece akraba arası ilişki, zorla cinsel ilişki ve eşcinsel ilişki gibi azgınlıkları yaşayan, cinsel anlamda sınırları olmayan bir topluluktu. (Bunlarla mücadele eden ve yaptıklarından tiksindiğini (Şuara 168) söyleyen Hz. Lut’un, hicretten sonra kızları tarafından sarhoş edilip kızlarıyla beraber olduğu, bu kızların babalarından çocuklar doğurduğu, Tevrat’ın Hz. Lut’a ve onun inanmış kızlarına attığı bir iftiradır.). Bu toplum, gece uykudayken Vezüv yanardağının patlamasıyla lavlardan ortaya çıkan ‘kükürt ve ateşle’ kitlesel bir şekilde yok oldular. Bu toplumda SÜNNETULLAH şöyle gerçekleşmiştir: İnsanlar yaratılıştan kendilerine verilen tüm istek, ihtiyaç ve güdülerini tatmin ederken Allah’ın koyduğu kural ve yasalara, helal ve haram ölçülerine uymazlar, bu konuda toplumu ve nesli fuhuştan koruması gerekenler üstlerine düşeni yapmazlar, yaygınlaşan fuhuş para kazanılan bir geçim yolu olur, azgınların tatminini sağlayan bu çirkinliklere ses çıkarılmaz hatta bu türlü ahlaksızlıklar ‘özgürlük’ adına savunulmaya ve yasallaştırılmaya çalışılır, bunun karşısında durması ve mücadele etmesi gerekenler de sessiz kalırlarsa o toplumun KIYAMETİ GERÇEKLEŞİR.

Denilmektedir ki: ‘Lut kavminin helaki anında o kavimden 80 bin kişi teheccüt namazı kılmak için gece ayaktaydı ve Lut kavminde o edepsizliği yapan 33 kişiydi.’ Bu rivayet ve sayılar uydurmadır. Çünkü bir toplumda büyük günahları işleyenler çoğunluk olmadıkça böyle büyük bir ceza gelmez. 33 kişinin sapkınlığı için tüm toplumun helak edilmesi sünnetullaha uygun değildir. Teheccüt namazına kalkan 80 bin kişinin, 33 sapkınla başa çıkamaması da mümkün değildir.

LGBTİ+: Bugün itibariyle dünyadaki tüm sapkınlar LGBTİ+ (lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel ve interseks) adlarıyla tanımlanmaktadır. Zinayı, ensest ilişkiyi, bebek ve çocuklarla ilişkiyi, başka canlılar ve nesnelerle ilişkiyi doğallaştırmayı, ‘özgürlük’ adı altında yaygınlaştırmaya çalışmakta ve dünyanın farklı mahfillerinden bunların yapılandığı kurumlara ciddi bir para desteği verilmektedir. Dünya üzerinde yeni olmayan bu sapkınlıklar, Lut kavminin helak nedeni olmuştur.

4. Hz. Musa ve Firavun örneğinde ‘zulüm kıyameti’/ can güvenliğinin yok edilmesi: Hz. Musa’nın tebliği ve elçiliği;Firavun’a, onun çevresindekilere, kendi kavmine ve ulaşabildiği herkese yöneliktir. ‘Bir kavme özgü elçi, rab, din ve kavim içi evliliğin’ dini bir zorunluluk olması Yahudilerin uydurduklarındandır. Çünkü Yahudilerin kabul ettikleri elçilerden Hz. Musa’nın kavminden olmayan bir kadınla evlendiği (Kasas 27); ona kavminden olmayan Firavun’un karısı (Tahrim 11) ve Firavun toplumundan bir kişinin inandığı (Mümin 28); kendi soyundan ise ona ancak çok küçük bir topluluğuninandığı (Yunus 83) Kur’an’da haber verilmektedir. Çünkü zaten Allah’ın her elçisi, ulaşabildiği herkese vahyi iletmekle sorumludur. Bir elçinin ‘Sen benim soyumdan değilsin’ diyerek vahyi iletmemesi mümkün değildir. (Yunus 83 bağlamında geçen ‘zürriyet’ sözcüğünün her zaman ‘soy’ anlamında olmayıp çoğu yerde ‘aynı inanca sahip topluluk’ anlamında olması, imanın ve elçiliğin ‘ırk’ bağından uzak olduğunu ortaya koyması bakımından önemlidir.)

Hz. Musa’nın elçi gönderildiği toplumu çağırdığı Allah'ın ilkelerine onların cevapları ve sonları şöyle oldu: Hz. Musa, içinde yaşadığı ve ulaşabildiği herkesi putları terk etmeye, Allah’ın buyruklarına uymaya çağırdı. Ancak Firavun’un yakın çevresi, Firavun’u, Musa ve ona inananlara karşı kışkırttılar. (A‘râf 127). Firavun’un önderliğinde yakın çevresinin Allah’ın elçisine karşı çıkmaları nedeniyle yıllarca kıtlık ve ürün azlığıyla (A‘râf 130), üzerlerine tufan, çekirge, haşerat, kurbağalar ve kan gönderilmesiyle sınandılar. (A‘râf 133). Hz. Musa, kendisine iman eden az bir toplulukla ülkeden kaçarken Firavun ve yandaşlarının yapıp yükselttikleri ne varsa yıkılmış (A‘râf 137), hepsi suda boğulmuşlardır. (Bakara 50, A‘râf 136, Enfâl 54). Boğulmak üzere olan Firavun’un imanının kabul edilmediği de bize haber verilmiş (Yunus 90), cesedi de daha sonra gelenlere bir ibret olmak üzere saklanmıştır. (Yunus 92). Bu toplumda SÜNNETULLAH şöyle gerçekleşmiştir:Yöneticilerin zulmü artar, insanların karşı koyacak gücü kalmaz, uyarması gerekenler de farklı etkenlerle susar ve hatta iş birliğine giderler, zulüm bebeklere kadar uzanan bir soykırım haline dönerse o toplumun KIYAMETİ GERÇEKLEŞİR. 

5. Yaratılan her varlık için ‘fiziksel kıyamet’/ evrensel bozulma ve ölüm:

Bireyin kıyameti: Kişinin kendini bilmeyecek kadar yaşlanması, başına katlanması zor olaylar gelmesi ve ölmesiyle gerçekleşir.

Ailenin kıyameti: Sevgisizlik, saygısızlık, sabırsızlık, sözünde durmama, emanete sahip çıkmama, sorumluluk bilincinin yitirilmesi sonucu ailenin yıkılması, parçalanması veya bir zulüm mekanizması haline gelmesiyle gerçekleşir.

Toplulukların kıyameti: İnsanların türbelere, putlara, putlaşanlara, öncü ve önder bildikleri kişilere kayıtsız şartsız yönelip bağlanarak Allah’ı unutmaları, ikinci sıraya atmaları, Allah ile aralarına aracı koymaları sonucu gerçekleşir.

Milletlerin kıyameti: Vahyin genel ilke ve kurallarını unutmanın sonucu olarak ‘tembellik, çıkarcılık, yalancılık, asalaklık, ahlaksızlık, yoksulluk, rüşvet, adam kayırma’ başta olmak üzere her türlü haramın ve çöküş nedeninin yaygınlaşmasıyla gerçekleşir.

Devletlerin kıyameti: Yönetim ilkelerini değişmez değerlere yaslamaması, halkına zulmetmesi, parçalayarak birbirine düşman etmesi, insanların yaşam haklarına kadar her türlü haklarını çiğnemesi sonucu yıkılmasıyla gerçekleşir.

Evrensel kıyamet: Evrenin düzeninin bozulması, yaşamın bitmesidir. Bu durum ayrıntılı olarak pek çok surede anlatılır. Tekvir ve Kıyamet sureleri, evrensel kıyamet anlatımlarına birer örnektir.

Bu konularda SÜNNETULLAH şöyle gerçekleşir: Kıyamet türlerinin her birisi aynı zamanda, ‘inançsızlık, ekonomik dengesizlik, ahlaksızlık, zulüm, haksız yere cana kıyma’ konularında başlayarak yaygınlaşır ve ‘din, mal, nesil, akıl, can’ konusundaki yanlışlar ve sapkınlıklar, büyük kıyametleri çağırır. Kişiler, aileler, topluluklar ve milletler bu ‘beş’ konuda yaygınlaşan yanlışları yaşadığında, o devletin de toplumuyla birlikte KIYAMETİ GERÇEKLEŞİR.

Tarih, bu yazıda yalnızca birer örnek üzerinden ele alınmaya çalışılan olayların örnekleriyle doludur.

Yaratılan her varlık için her bozuluş, yeni bir oluşun başlangıcıdır. Farklı kıyametler yaşayan insan için de bu böyledir.

Ancak akıllı insan, yaşarken kıyameti olacak olay ve durumlarla ‘akıl ve vahiy’ çerçevesinde titizlikle ilgilenerek, kendisinin son kıyameti olan ölümü de unutmadan yaşayarak ömrünü bitirirse kendisine verilen hayat sermayesini doğru değerlendirmiş ve daha anlamlı bir yaşam sürmüş olur.

Yorum Ekle
Yorumlar (4)
Zergün Dündar | 09.10.2023 08:22
Allah razı olsun
MehmetAli | 08.10.2023 21:29
Çok faydalı,arsivlik temel bir makale olmus Ayten hocam. Muhtesem tespitler; "Bu toplumda sunnetullah şöyle gerçekleşmiştir:Yöneticilerin zulmü artar, insanların karşı koyacak gücü kalmaz, uyarması gerekenler de farklı etkenlerle susar ve hatta iş birliğine giderler, zulüm bebeklere kadar uzanan bir soykırım haline dönerse o toplumun KIYAMETİ GERÇEKLEŞİR. " bu vb..
Mumtehine inanır | 08.10.2023 10:40
Bu yazı,Kuranı Kerimin tüm çağlara hitap eden bir kitap olduğunun delillerinden biri olmuş.Yazilanlarin çoğu bu toplumda ve diğer toplumlarda mevcut.Bu hastalıkların tedavisi de vahiyde verilmiş.Okuyup ,anlayıp, hayatına geçirenlere selâm olsun..Ayten Hanım,Allah size hayırlı ve sağlıklı bir ömür versin... versin ki gerçekleri haykırmaya hep devam edin ...Kaleminize kuvvet, yüreğinize sağlık...
Ahmet YAHYA | 08.10.2023 05:57
Hocam var ol. TEŞEKKÜRLER.İyi ki varsın Hocam.Öğrencin olmak isterdim.Rabbim feyzini müzdad eylesin