İnananların pestil gibi ezildiği, asağılandığı, eğitim, çalışma,
kıyafet, ibadet, ticaret, gösteri vb ...
özgürlüklerinin çignendigi bir süreçti 28 şubat.
Bu sürecin en önemli siyasal aktörleri: Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit ve Devlet Bahçeli idi. Ancak kendilerini herşeyin üzerinde gören siyasal/ askeri derin yapı ile onların emrinde basın ve universite yöneticilerini de unutmamak gerek.
28 Şubat döneminde Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda İsmail Hakkı Karadayı oturuyordu. Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ve Oramiral Güven Erkaya da dönemin önemli komutanlarıydı. Batı çalışma grubu, Yok başkanı Kemal Gürüz, Istanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Akemdaroglu ve başörtülü öğrenciler için hazırlanan ikna/ baskı odaları. O dönemin akılda kalan önemli kişi, Kurum ve davranış usulleri tarihimize kara bir leke olarak geçtiler.
Özellille; Tansu Çiller ve Mesut Yılmaz kendi donemlerinde bu ülkeye dev yolsuzluklar, faili meçhul cinayetler, hukuksuzluk, liyakatsizlik,berbat edilen mesleki eğitim sistemi ve feto tipi yapılanmalar armağan ettiler.
28 şubat postmodern darbesi ekonomiden, üretime ülkenin tüm değerlerine zarar verdi.En önemli sonucu da bu darbe sayesinde merkez sağ çöktü. Başörtülü kız öğrenciler ve onları destekleyen bir çok öğrenci eğitim haklarını yitirdiler. Kutuplaşmanın zirvesi yaşandı.
Siyasal istikrarsızlık, ekonomik krizler, yolsuzluklar, banka hortumlamalar, faili meçhul cinayetlerle 2002 erken seçimlerine taşındı ülke.
Fazilet partisinden koparak kurulan yenilikçi, muhafazakar islami parti olan Ak Parti seçimleri kolayca kazandı.
Sığ, hazırlıksız siyasal İslam bu iklimde kolayca ve çabucak inşaa edildi. Ülke bir türlü projelerle,
bilimle, doğru eğitim sistemiyle,
yüksek teknolojili üretimle, doğru desteklenmiş, gelişmiş bir tarım üretimiyle buluşamadı.
Bu süreci yaşayan mazlumlar çok çekti. Ancak Allah, kısa zamanda sonra, onlara sınavların en büyüğü olan iktidar nimetini verdi.
Adaletsizlikten, yolsuzluktan,algı oyunlarından,liyakatsizliklerden çok çekmiş olan muhafazakar kitlenin bu sorunları en iyi şekilde çözmesi beklenirken, maalesef krizi daha da detinlestiren bir performans ortaya kondu.
Yazık oldu...
Öncesinde olduğu gibi, bu süreçte de bir türlü mutlu ve refah içinde yaşayan bir toplum olamadık.
205 üniversite var ancak çoğu tabeladan ve diploma vermekten öteye gidemiyor.
Ne zaman değişeceğiz?
Ne zaman hak edeceğiz mutlu/ gelişmiş bir toplum ve devlet olabilmeyi?
Oysa yüce kitabımız Kuran'da Kasas suresi 5.nci ayette :
" Biz de diledik ki, o bölgedeki âciz bırakılıp aşağılananlara lütufta bulunalım, onları önderler/iktidar sahibi yapalım ve kendilerini vârisler kılalım."
Allah'ın dilediği iktidar: Adil, liyakati gözeten, gelir paylaşımını en iyi şekilde yapan, çağa uygun eğitim, üretim, tarımı organize ve teşvik eden ,israftan, kibirden ,yalandan, kötülüklerden uzak bir yapıydı.
Bugün gelinen noktada, gençlerin iş ve yaşam şekli arayışında gelişmiş ülkeler en ciddi seçenek haline geldi. 2,5 milyon işsiz genç var ancak iş bulamıyorlar. Bu arada üreticiler ve işletme sahipleri de nitelikli işçi bulamamaktan şikayetçi. Emekliler, çiftçiler, esnaflar, emekçiler büyük oranda mutsuz.
Yıldız Ramazanoğlu ile Derkenar..
24.01.2025
Yüksek Faiz Marifet Mi ? | Ayhan Bilgen
27.12.2024
Cyrano de Bergerac ile Derkenar
04.01.2025
Baykar, İtalyan havacılık devini satın aldı
29.12.2024
"Gassal" büyük ilgi gördü
30.12.2024
SURİYE VE KADİM SORUNLARIMIZ YUSUF YAVUZYILMAZ 28.12.2024
Galata Köprüsünde Selfie MEHMET ALİ BAŞARAN 01.01.2025