metrika yandex
  • $39.57
  • 45.75
  • GA29980

Haberler / Yorum - Analiz

Sıra Sürecin Toplumsallaşmasında|Yakup Kıyanç

12.05.2025

1978’de kurulan PKK, 12 Mayıs 2025 tarihi itibari ile silahlı mücadeleye son verip örgütü fesih kararı aldı.

Bu Türkiye siyasi tarihi açısından çok büyük bir olay. Öyle küçümsenemeyecek, bir altyazıya, bir haber sitesinin servis ettiği son dakika haberine sığmayacak kadar büyük bir olay. En çok da kana doymuş topraklarımız için, bu savaşta on binlerce gencini yitiren ülkemiz için, evlatlarını bu kirli savaşa kurban veren ana-babalar için çok büyük gün. Hepimizin gözü aydın!

Aylar öncesinde MHP lideri Bahçeli’nin uzattığı el ile başlayan, yine Bahçeli’nin cesur çıkışları ile filizlenen çözüm umudu, en somut meyvesini 12 Mayıs 2025 sabahında verdi ve 40 seneyi aşkın zamandır silahlı mücadele veren PKK, 12 Mayıs 2025 tarihi itibari ile fesih kararı aldı.

Bu iş burada bitti mi, amaca ulaştık mı? Tabi ki hayır.

Kürt tarafı elindeki en büyük kozdan, yani silahtan, bu umudun yeşermesi, büyümesi için vazgeçti. Dönemin şartları, Kürtlerin Irak ve Suriye’deki kazanımları, Türkiye’nin silahlı mücadelede başka bir evreye geçişi, bölgedeki yeni dengeler vs... Tüm bunlar PKK’nin bu kararı almasında muhakkak ki etkili olan sebepler. Ama her şeye rağmen örgütü ayakta tutan ve varoluş amacını taşıyan silahlardan vazgeçişi, Kürt siyasi ve askeri hareketi açısından dönüm noktasıdır. Bu vazgeçiş, aynı zamanda muhataba atılan gollük pastır. Türkiye devleti, bu gollük pası beklediğini ve gelirse değerlendireceğini aylardır en yetkili ağızlardan dile getiriyordu. Pası görmeden adım atılmayacağını da. Dünyadaki örneklere baktığımızda da örgütlerin bu kararlarının kalıcı kılınması için devletlerin de adımlar atması zorunlu. Bu baglamda özellikle bizdeki sürece benzer şartlı müzakerelerle başarıya ulaşan İngiltere ile İRA arasındaki sürece bakılabilir. Devletin adım atabileceği anadil meselesi, kimlik meselesi ve siyasi tutsaklar meselesi ilk aklan gelen adımlar. PKK’nin fesih kararı ile attığı pasın hangi adımlarla gole çevrileceği artık muhatabın isteğine ve kabiliyetine bağlıdır. O pas atıldı.

Öncelikle umutlu tarafından bakmak istiyorum. Siyasi arenada barış umudunun bu kadar geniş tabanlı sahiplenildiği bir dönem daha olmamıştı kanaatimce. Yine bugünkü iktidarın başlattığı ve çözüm süreci adıyla anılan 2012-2015 yıllarını kapsayan sürece göre, daha geniş bir siyasi yelpaze tarafından sahipleniliyor bugünkü süreç. İktidar partisi AK Parti ve Kürt siyasi hareketini temsil eden DEM parti dışında, kuruluşundan bugüne olası tüm çözüm süreçlerine en başından kapıları kapatan ve bugünkü iktidar ortağı olan Milliyetçi Hareket Partisi’nin açık desteği, yine ilk sürece ihanet gözüyle bakıp olası tüm adımları zehirlemeye çalışan CHP’nin bugünkü sürece sessiz / örtük desteği çok kıymetli ve sürecin nihayete ermesi için çok umut verici gelişmelerdir. Bu partilerin dışında kalan partilerin çoğu (Yeni Yol, Hüda Par vs) yine sürece destek vermektedirler. Bu konsensüs, umudu diri tutuyor olmamın en temel sebebi.

Fakat öteki taraftan ilk çözüm sürecine kıyasla toplumsal desteğin daha zayıf olduğunu düşünüyorum. Bunun sebebi de ilk çözüm sürecinden sonra savaşın da nefretin de tavan yapmasıydı. Özellikle Türk tarafı açısından son 8-9 senedir pompalanan ve cezalandırılmayan ırkçı nefret, Kürt tarafı açısından ise oluşan güven krizi bu desteğin zayıflığının temel sebepleri olarak okunabilir. Fakat bu havayı değiştirmek olası.

Nasıl mı?

Boğaziçi Üniversitesi’nden hocam Sosyolog Bülent Küçük "Barışın, kalıcı demokratik bir çözüme evrilmesi toplumsallaşmasına bağlı. Barışın toplumsallaşması adalet arayışla, yüzleşmeyle mümkün" demişti.  

Evet, barış ancak toplumsal tabana yayılarak kalıcılaşır. Bunu da bugün için sağlayabilecek aktörlere sahibiz. Devletin Cumhurbaşkanı ve Bahçeli üzerinden, Kürt hareketinin ise Öcalan, Demirtaş, Leyla Zana ve Ahmet Türk başta olmak üzere yetkili ve sevilen ağızlardan bu toprakların insanlarını sürece ikna etmeleri gerekir. Bunun için fesih kararına cevap olarak devletin anadil başta olmak üzere bazı alanlarda ivedilikle harekete geçtiğini göstermesi, Kürt tarafı açısından iyi niyet göstergesi olarak görülebilir ve sürece olan inancı kavileştirebilir. Öteki taraftan örgütün silahtan ve çatışmadan vazgeçişinin Türk halkının refahı ve güvenliği için nasıl büyük bir kazanım olduğu net bir şekilde topluma anlatılabilirse, süreç çift taraflı kazan-kazan projesi olarak algılanıp daha kolay başarıya ulaşabilir kanaatindeyim.

Sözün özü bizler bu toprakların insanları olarak bu fesih kararını sevinçle, umutla karşıladık. Fakat sürecin toplumsallaşması ve çiçek vermesi için bu yeterli değildir. Bunun için bu toprakların insanlarının ikna edilmesi ve eşit şartlarda kardeş kılınmaları şart. Kolay değil ama o umuda hiç bu kadar yakın değildik.

Yorum Ekle
Yorumlar (1)
Cesim kıyanç | 13.05.2025 07:35
Sıra sürecin toplumsallaşmasında sıra sizde yakup ağabey