Kimsenin görmediği yerin sınırları nereye kadar?
Narin bir çocuktur, her çocuk narin.
Çocukluk insan denen varlığın geçirdiği temel evrenin ortak adıdır.
Çocuklukta bütün insanlar müsavidir, denktir. Çocuklar ise ortak bir kimliğe sahiptirler. Çocuk.
O nedenle çocukların korunması, ülkelerin, kurumların, ailelerin yanı sıra kendisinin en azından insan olduğunu fark edecek kadar bilinci yerinde olan akıl sahibi her ferdin sorumluluğunda olmalıdır.
Narin’ in başına gelenlere, acıklı ölümüne çok üzüldük. Bu ölüm bizde derin yaralar açtı.
Gözümüzün önünde uzun saçları arkadan kuyruk yapılmış, bize gülümseyen, zeki bakışlı Narin’ in fotoğrafı var. Sanki az önce yakın bir tarlada kuzuları otlatmış da gelmiş gibi. Damın arkasındaki karıncaları seyretmiş gibi. Kuzuları otlatırken de bir parça okuma çalışması yapmış gibi.
Koşup eğlenen mutlu bir çocuk Narin. Köy hayatının doğallığını, çocuk olmanın, çocuk gibi görünmenin, çocuk gibi giyinmenin güzelliğini bu fotoğraf da bize anlatıyor Narin.
Ağlamak dert yanmak bugünlerde yetmiyor.
Göçün çocukları dedik. Gazzeli, Filistinli çocuk dedik.
Ve şimdi de Narin için ağlıyoruz.
Biz acımızla birlikte çocuklara nasıl sahip çıkılmalıdır? Deme gücünü kendimizde bulmak zorundayız.
Varsın birileri vahşice öldürdükleri, üzerlerine bombaları yağdırdıkları çocukların ölümüne gerekçe araya dursunlar.
Biz çocuklar yaşamalı diyelim.
Ölüm ile çocuk kavramı asla yan yana kullanılmamalı. Çocuklar ölmemeli.
Çocukların ölümüne gerekçeler uydurulmamalı.
Yaşadığımız dünyada çocukların değerli olduğu yeniden hatırlanmalı.
‘’Kız çocuğuna o gün niçin diri diri gömüldüğü’’ sorulmadan, o gün gelmeden çocuklara sahip çıkılmalı.
Hedef yaşamak ve yaşatmak olmalı.
Çocuklar, bizi yoktan var eden Rabbimizin emanetidir. Ancak bu emanet, sorumluluk sahibi olarak taşınabilir.
Hesap gününü unutmamak gerek.
Kimsenin görmediği yerin sınırları nereye kadar?
Bir de ‘’güç bende’’ deyip çocukları alenen katledenler var. Haya duygusu taşımadan, insanların gözlerinin içine baka baka çocuklara uyguladıkları canavarlıklarına mazaret uydurmaları da yok mu?
Acının biri de bir. Bini de bir.
Kayıplar sayıya dökülünce dışlanmış oluyorlar bu hayattan.
Sanki sayılar perdeliyor kayıpların acısını.
Hassas ruhlar olmalı. İnsanları anlayan, tabiata kulak veren.
‘’Vahşi duygularla, dünyaya vahşetin penceresinden bakış’’ nereye kadar?
Allah görür.
Allah bilir.
Allah hesap sorar.
Bunları bilmek ve hissetmek gerekli.
Gerisi yetersiz.
DİL VE MEDENİYET|Ramazan YAZÇİÇEK
13.07.2025
Gazze'de 3 İsrail askeri öldürüldü
15.07.2025
Silahları Yakmak|Ümit Aktaş
16.07.2025
Osman Yurt ile Derkenar..
08.07.2025
İçimin Cız Ettiği Yer -Zeynep Taş
02.07.2025
DİL VE MEDENİYET|Ramazan YAZÇİÇEK
13.07.2025
Türkiye Henüz Dinsizleşmedi AHMET HAKAN ÇAKICI 18.07.2025
Fetö ve AK Parti YUSUF YAVUZYILMAZ 19.07.2025
VII. ‘BEN FİLİSTİN’İM’ DEDİ AYTEN DURMUŞ 19.07.2025
V – Gazzeye Gitmek İstiyorum, Dedi.. AYTEN DURMUŞ 01.07.2025
Diyanet, Adalet, Liyakat.. YUSUF YAVUZYILMAZ 28.06.2025
Tanrılık İddiası ORHAN GÖKTAŞ 22.06.2025
İçimizi Dağlayan Başbağlar AHMET SEMİH TORUN 06.07.2025
Eleştiri ve Tutarlılık YUSUF YAVUZYILMAZ 05.07.2025