Hazırlayan: Merve Nur Bolat
“VERME DÜNYALARI, ALSAN DA BU CENNET VATANI”
“Bir Düşünce Tarihi Metni Olarak İstiklâl Marşı” adlı eserin yazarı olan İsmail Kara, 1955 yılında Rize’de dünyaya gelmiştir. 1965’te Güneyce İlkokulu’ndan mezun olan Kara, 1967’de Güneyce Fahri Kur’an Kursu’nda hafızlığını tamamlarken, 1973’te İstanbul İmam Hatip Okulu’nu, 1977’de İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nü ve 1986’da İstanbul Edebiyat Fakültesi Tarih bölümünü bitirdi.
Uzun yıllar Dergâh Yayınları’nda editörlük ve yayın yöneticiliği yapan Kara, 1980-1995 yılları arasında St. Pulcherie Fransız Kız Ortaokulu’nda din dersi öğretmenliği yaptı. “İslâmcılara Göre Meşrutiyet İdaresi 1908-1914” başlıklı teziyle siyaset bilimi doktoru unvanını alırken, 2000 yılında doçent, 2006’da İslâm Felsefesi profesörü olmuştur. 1995 yılından itibaren çalıştığı Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden 2015 yılında emekli olan yazar, 2017-2020 yılları arasında İstanbul Şehir Üniversitesi’nde hocalık yapmıştır. Çalışma alanı Çağdaş Türk Düşüncesi ve Çağdaş İslâm Düşüncesi olan İsmail Kara, başta “Bir Düşünce Tarihi Metni Olarak İstiklâl Marşı” eseri olmak üzere yirmi beşin üzerinde eser kaleme almıştır. Yalnızca kendi branşı ile ilgilenmekle yetinmeyen Kara, edebi anlamda da portre, hatırat türü eserler kaleme alarak edebi yönünü ön plana çıkarmıştır.
2021 yılında birinci baskısı ile okuyucularıyla buluşan İsmail Kara’nın “Bir Düşünce Tarihi Metni Olarak İstiklâl Marşı” adlı eseri, Dergâh Yayınları tarafından yayınlanmış olup 223 sayfadan oluşmaktadır. Kitabın üslup ve mahiyeti itibariyle okuyucuyu tefekküre sevk eden bir yönü bulunmaktadır. Yazar, eserini kaleme alırken hem şiirsel bir söyleyişi dili kullanıyor hem de Âkif’in hayatını ve içindeki İslam ve vatan sevdasına dair zihin dünyasını bizlere aktarıyor.
Kara’nın bu eserini okuduktan sonra İstiklâl Marşı’na aynı hissiyat ve şuur ile bakamayacaksınız. İstiklal Marşı ve Mehmet Akif’e olan bakış açınızı derinden etkileyecek bir üslup ve niteliğe sahip olan bu kitapta, Âkif’in vatanı için gönlünü, ömrünü, fikirlerini hiçbir karşılık beklemeden ortaya koyduğunu göreceksiniz.
Kara’nın kitabı, bir giriş, altı bölüm, bir sonuç ve ekler olmak üzere toplam dokuz bölümden oluşmaktadır. Kitabın bölümlerine baktığımızda bölüm başlangıçlarında İstiklâl Marşı ile alakalı birincil kaynak dokümanların resimlerinin yer alması kitaba estetik bir zevk kazandırmıştır. Dil ve anlatım özellikleri bakımından sade ve şiirsel bir söyleyişe sahip olan bu eserde yazar, 12 Mart 1921 tarihinde TBMM tarafından resmen kabul edilen İstiklâl Marşı üzerinde çeşitli perspektifler üzerinden tahliller yapmıştır. Yazar, milli bağımsızlığımızın sembolü olan İstiklâl Marşı’nın o dönemde çok okunan hatta ezberlenen önemli bir “fikir metni” olmasına rağmen, İstiklâl Marşı üzerinde yeterince düşünülmediğini ve şiir hakkında vasıflı makaleler ve kitapların yazılmadığını dile getirmektedir. İlkokul ve orta tedrisat ders kitaplarında, törenlerde hatta uzun yıllar TRT radyo ve televizyonun açılış ve kapanışında tekrarlanmasına rağmen, İstiklâl Marşı üzerinde derinlemesine düşünülüp incelemeler yapılmadığına dikkat çeken yazar, Milli marşımız hakkında büyük metinler yazılmamış olmasını şaşkınlık içerisinde karşılamıştır.
Yazarın kendisinin de kitabın sunuş kısmında belirttiği üzere kitap, üç kademe etrafında ele alınmıştır. Birinci kademede İstiklâl Marşı’nın bizzat kendisini edebî-fikrî müstakil bir “manzume” olarak ele almak ve unsurlarını tahlil etmektir. İkinci kademede, Mehmet Âkif’in yaşamını, şiirini, zihin dünyasını, hayat üslubu ve mücadelesini göz önünde bulundurarak metni ele alıp açıklamaktır. Üçüncü ve son kademede ise çağdaş İslâm ve Türk düşüncesinin ana kavramları, arayışları, meseleleri, yükselişleri, tıkanıklıkları, tortuları ve bunların yakın ve uzak irtibatları üzerinden kurulup geliştirilecek bir çerçeve gerekecektir; şiir/metin, şair/ yazar ve dönem…
Yazar, 10 kıtadan oluşan İstiklâl Marşı’nı kıta kıta şerh edip, her bir kıtada bulunan kelimeler üzerinde kavram analizleri yapmak yerine, şiirin içerisinde bulunan ve şiirde esas vurgunun yapıldığı kavramlar üzerinden bir tahlil incelemesine başvurmaktadır.
Yazarın üzerinde çalıştığı kavramlar “istiklal”, “millet”, “din”, “vatan”, “medeniyet” ve “ümit” olmak üzere 6 temel kavram olup, bunlar kitabın bölümlerini içermektedir.
Yazar, kitabın ilk bölümlerini oluşturan “istiklal”, “millet”, “din”, “vatan”, “medeniyet” ve “ümit” olan bu altı kavram üzerinden incelemelerini yaparken, kelimenin tek bir tanımına bağlı kalmayıp, çeşitli kaynaklara başvurarak kavram üzerinde birden çok tanımlara yer vermesi, yazarın kavramları tek yönlü bir bakış açısıyla değil farklı perspektiflerle okuyucunun zihin dünyasını çeşitlendirdiğini, yani bu kavramlar üzerinde adeta fikir işçiliği yaptığını görmekteyiz. Dolayısıyla kitapta yer alan önemli tahlillerin başında derinlemesine yapılmış kavramların analizleri yer almaktadır. Bununla beraber kitapta, özellikle uzun bir şekilde verilen ve ince detaylarıyla donatılan dipnotlardan Âkif’in o dönemde içerisinde bulunduğu derin duygu ve düşüncelerinin yer aldığını görmekteyiz. Kitapta yer verilen dipnotların ve alıntıların birincil kaynak olarak verilmesi ise oldukça kıymetli ve dikkat çekici olup bu husus kitabın niteliğini artırmaktadır.
Yazar, tasvir yeteneğini kullanarak o dönemi resmederek Âkif’in yaşadığı haletiruhiyesini, endişelerini, kızgınlıklarını, içindeki İslâm ve vatan sevgisi ile zihninde kızılca kopan kıyametleri gözler önüne seriyor adeta.
Kavramlar üzerinden İstiklâl Marşı’nı zihin dünyamıza yeniden kazandıran yazar, İstiklâl Marşı’nın sıradan bir şiir olmadığını, aksine milletimize armağan edilmiş milli bir yemin olduğunu hatırlatıyor. Dolayısıyla kitap bize, İstiklâl Marşı’nın hangi tarihi dönemde yer aldığını, bu süre İçerisinde yaşanan tarihi olayları dönemin kaynakları olan gazete yazılarına, kitaplarına, kamuslara, röportajlara, dergilere ve biyografilere yer vererek o dönemi bize betimleyerek o dönemi gözümüzün önünde canlandırıyor adeta.
Kitabın son bölümü olan “Sonuç Yerine: Düne, Bugüne ve Yarına Dair Birkaç Mesele” bölümüne gelindiğinde yazar, İstiklâl Marşı’nın yazılmasının ardından 3 Mart 1924 tarihinden itibaren şiirin bizzat kendisinin zayıflatılmamasına karşın bu tarihten sonra, şiirin konumunun değişmeye başladığını ve şiiri anlama ve idrak etme hususunda gösterilen farkındalıkların zayıflamaya başladığını ifade etmektedir. Laikleşme ve sekülerleşme, şiirin anlamı üzerinde zayıflamaların müsebbibi olarak gösterilmektedir. Kitapta dikkat çeken bir başka husus ise Kazım Karabekir’in Âkif’in şiirini 3 temel neden üzerinden tenkit edip İstiklâl Marşı yerine yeni bir marşın yazılması teklifinde bulunmasıdır.
Kitabın sonuç bölümünün sonunda yer alan ekler kısmına geldiğimizde yazar, Âkif’e ait olan “Çanakkale Şehitlerine”, “Nasrullah Kürsüsünde”, “İstiklâl Marşı” ve “Bülbül” isimli dört şiirine yer vererek kitabı sonlandırmıştır. Yazarın bu kitabını okuduktan sonra Aziz vatanımız için canını bir an olsun tereddüt etmeden vermek isteyen Âkif’e olan hissiyatımız ve İstiklâl Marşı olan bakış açımız hiç şüphesiz zihnimizde yeniden tasavvur edilmiş olacaktır.
HAYATIMA MEHMET ÂKİF ERSOY VE İSMAİL KARA’YI KAZANDIRAN VE ÇIKMIŞ OLDUĞUM İLİM YOLCULUĞUNDA DESTEĞİNİ HİÇBİR ZAMAN EKSİK ETMEYEN KIYMETLİ HOCAM MAHMUT DİLBAZ’A SAYGI VE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM.
Kaynak: ASBÜ Kütüphane Kitap
Hertaraf Haber - Kültür Sanat Servisi
Aydın ve Aktivistler'den Barış Çağrısı..
08.02.2025
BARIŞ UMUDU / Ümit AKTAŞ
09.02.2025
BARIŞ UMUDU|ÜMİT AKTAŞ
08.02.2025
Yıldız Ramazanoğlu ile Derkenar..
24.01.2025
Nail Bey'in Aklı İsraille Ticarette Kaldı!
25.01.2025
Aydın ve Aktivistler'den Barış Çağrısı..
08.02.2025
Netanyahu Trump’ın Mayın Eşşeği mi? AHMET GÜRBÜZ 08.02.2025
SESSİZ TÜRKÜ! AYTEN DURMUŞ 04.02.2025
Instagram Annesi Hülya FEYZULLAH AKDAĞ 09.02.2025
ATEŞKESİN ATEŞİ DERVİŞ ARGUN 15.01.2025
Evlenmemek ve Evlenememek FEYZULLAH AKDAĞ 27.01.2025