Almanya'da 50 Yılın ardından
Eylül 1970'te Berlin’e geldim. Annem ve Babam Almanya'da 1964'ten beri işçi olarak yaşıyorlardı.
Beni Kreuzberg semtinde tamamı türk talebelerden oluşan 7. sınıfa koydular. Gerhardt-Hauptmann-Hauptschule'den 8.Sınıf “Terk Karnesi” ile bir yıl boyunca “Annedore-Leber-Ausbildungswerkstatt” atölyesinde çalıştım.
Eylül 1973'te Spandau semtindeki Siemens AG Firmasında Makine Tesviyecisi mesleğine başladım. Mart 1976'ya kadar akşamları da 9. ve 10.sınıfımı ve mesleğimi paralel olarak bitirdim.
Aynı ay meslek lisesine, bir yıl sonrada lise diploması ile “Technische Fachhochschule Berlin”de Makine Mühendisliği eğitimime başladım.
Bu okuldan aldığım diplomam ile Mart 1980'de “Technische Hochschule”de eğitimime devam ettim. Bu eğitimimi keserek 1980 yaz ayında evlendim ve Buhar Türbünü Makine Konstruktörü olarak Borsig AG'de işe başladım.
Bir yıl sonra (Temmuz 1981) kayınpederimin ısrarı ile Frankfurt'ta Milli Gazete'nin müdürlüğünü üstlendim. Bu vazifemi Ocak 1985'e kadar yürüttüm.
Ailemle döndüğüm ve yerleştiğim Berlin'den askerliğimi yapmak için Türkiye'ye gittim. Kısa devre askerliğimi Haziran 1985 sonunda bitirdim.
Berlin'de iki hafta işsizlikten sonra eski çalıştığım Firmam Borsig AG'de tekrar Piston Makineleri Konstruktörü olarak işe başladım.
1.Ocak 1990'da işimi değiştirerek Berlin Eyaleti Sosyal Kaza Sigortası “Unfallkasse Berlin”de İş Güvenliği bölümünde işe başladım.
30 yıl İş Güvenliği Uzmanı ve Müfettişi olarak çalıştığım bu işimden Şubat 2020'de 63 yaşımda erken emekli oldum. Almanya'da aldığım emekli maaşımla geçinemeyeceğim için Nisan 2020'de Türkiye'ye temelli geri döndüm.
TÜRKİYE'DE YAŞAM
Akdenizin “çirkin şehri” Mersin
Mersin Almanya'nın idaresinde bir şehir olsa idi, herhalde Cennet gibi bir şehir olurdu.
Akdeniz sahilindeki bu şehrin kış aylarında yumuşak, yaz aylarında tropik, nemli (%100) ve çekilmez bir kliması var. “Çekilmez”liği sıcaklık ve yüksek neminden dolayı nefes aldırmadığından ve hareket etmeseniz de terleyip çamaşırınızın vucudunuza yapışmasındandır.
Allah'tan bu deniz kenarı şehirde gündüz denizden, gece de dağ tarafından esen rüzgarı var. Rüzgar kesildiği anda Mersin'de Klimasız bunalır, çıldırırsınız.
Mevcut daireler yanlış planlanmış:
Mersin de hemen hemen dairelerin tümünde tabii havalandırma için gerekli kuzey ve güney pencereleri olmadığından evler havalandırmayı sağlamak için klima takmak mecburiyetindeler.
Şehir planıda yok
Tabii havalandırma şehrin planlanmasında da göz ardı edilmiştir. Cadde ve sokaklar maalesef güney/kuzey istikametinde düzenlenmemiştir. Mevcut cadde ve sokaklar o kadar karma karışık ki adeta “rüzgar çıkmaz sokağı”dır. Kuzey Güney istikametli yapılan kısa sokaklarda dahi ne denizi ne de dağı görmeniz ve rüzgarı hissetmeniz mümkün değildir, zira belli mesafe sonra önleri başka binalarla kapalıdır.
Şehrin yapılanmasındaki büyük hata:
Sahilde “Deniz manzaralı ev” sunmak için denize paralel yan yana 20 kata varan binaların yapılması adeta rüzgarın ve deniz manzarasının önüne çekilen bir “Çin Seddi” oluşturmaktadır. İkinci sırada ve devamında yapılan evler ne denizi görebiliyor ne de havadan istifade edebiliyorlar, kısacası nefessizlikten boğuluyolar.
Mersin'de büyük bir deprem felaketi beklenmekte
Türkiye bir çok yer tabakası üzerinde oturduğu için gün geçmez sallanmayan yeri yoktur. Tüm Türkiye deprem bölgesi desek yeridir. Günlük ufak, orta veya büyük depremleri AFAD İnternet sayfasında takip edebilirsiniz: (www.deprem.afad.gov.tr/last-earthquakes)
Altı Şubat 2023'te Güneydoğu'daki depremde, hatta Adana'da (Mersine 65 km uzakta), yıkılan evlerde 51 bin insanımızı kaybettik. Mersin'de de evler sallandı ve bir çok binada hasar meydana geldi.
Kum üzerine yapılan binalar
Mersin sahil şeridinde evler Silifkeye kadar kum üzerine yapılmıştır. Bu sebepten dolayı dört şiddetinden itibaren Mersin'de olabilecek bir deprem felaket demektir. Felaket şu sebepten gelebilir: Şu ana kadar yapılan evlerin betonuna ne yeterli demir ve ne de çimento koyulmamıştır.
Dere yatağında evler
Mersin'de deniz ile dağ arasında 10-15 “dağ” sırtı mevcuttur. Tüm evler bu dağ sırtlarına yapılması gerekirdi. Bu dağ sırtlarının arasından küçük ve büyük dereler akmakta idi. Bu dereler ya iki beton duvar arasına veya yer altında beton borulara sevk edildiler. Dere yataklarına (yumuşak tarım arazilerine) binalar dikildi. Bu binalar ya depremde veya bir sel felaketinde yıkılma tehlikesi altındadır.
Mersin'de 3,5 Milyon İnsan yaşamaktadır
Resmi istatistikler Mersin'de 1,9 Milyon insanın yaşadığını söylüyor: (http://www.mersin.gov.tr/nufus-ve-dagilim)
Bu istatistik resmen nufusta kayıtlı halkın rakımlarını veriyor. Bir çok Avrupalı, Ukraynalı, Rus, Suriyeli ve nufusu başka şehirlerde kayıtlı türk vatandaşlarını kapsamıyor. Sayıları az olmayan bu insanlar hem yaz hem kış aylarında Mersin ile kendi şehirleri arasında gidip gelmekteler.
Şehirdeki depremzedeler ve Suriyeli sığınmacılar da bu resmi rakamlarda bulunmuyor. Hakiki rakamlar tahminen 3,5 Milyonun üzerinde.
Arıtma tesislerinin kapasitesi yetersiz.
Mersin Su ve Kanalizasyon İşletmeleri MESKİ'nin İnternet sayfasında Arıtma Tesislerinin Kapasitesi 2,48 Milyon İnsan olarak verilmektedir** (Aşağıda Arıtma Tesisleri Listesine bakınız) (www.meski.gov.tr/pages/Tesis.xhtml).
Karataş ve Silifke arasındaki tüm arıtılan sular Mersin körfezine akmaktadır. Bu “arıtılan” tuvalet suyu denize akıtılmasaydı, portakal ve muz bahçeleri sulanabilirdi.
Mersin körfezinde biriken bu arıtım çamurundan dolayı balıkçılar balık avlayabilmek için körfezin sınırları dışına çıkmak mecburiyetindeler.
Çirkin bir yapılanma
Mersin ve Silifke arası sahillerde çirkin bir yapılanma mevcuttur. Bu çirkin yapılanmaya rağmen bu koylara halen turistin gelmesine şaşıyorum.
Şehircilik planlanmasının küçük ilçelere verilmesi ile tüm tabiat güzellikleri mahvolmuş durumda. Binaların deniz kenarına kadar ve dip dibe yapılması ilçelerimizi tamamen çirkinleştirmiştir.
Belediyelerin vazifelendirdiği “Şehir planlayıcılar” rant devşirme peşinde güzelim tabiat güzelliğine sahip koyları yaşanmaz şekilde binalarla doldurmaya devam etmekteler.
Tarih kayboluyor
Mersin ve Silifke arasında Romalılardan kalma tarihi yerleşim yerleri çirkin yeni yapılara kurban gitmekte.
3. Dünya savaşı kapıda
İsrail'de Siyonistler (Irkçılar) tahrif edilmiş Tevrata göre kendilerinin seçilmiş millet olduğuna inanıyorlar. İnaçlarına göre Allah kendilerine Nil nehri ile Fırat nehri arasında “Büyük İsrail Devleti” sözü vermiş.
“Büyük İsrail”in sınırları Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiyenin bir kısmı ile Ürdün, Irak, Suriye ve Lübna'nın tamamını ihtiva etmekte.
Bu sebeple tüm İslam Alemi İsrail'in topraklarını genişletmesinden huzursuzdurlar.
Son Gazze savaşında Ocak 2024'e kadar 34 bin Filistinli öldürülmüştür (Bunların %70 i Kadın ve Çocuklardır).
Birleşmiş Milletler Teşkilatı verilerine göre Gazze'de bulunan binaların %60'ı tahrip edilmiş durumdadır.
Bu sınırsız imhanın kaynağı Natenjahu'nun 28.10.2023'te söylediği gibi Tevratta Samuel Kitabı 15/3 Bölümüne dayanmaktadır.
Tüm islam alemi dünya devletlerinin savaşı durdurmak için İsrail e müdahele etmediğine kin ve nefret duymaktadırlar. Müslümanlar bu işin nihayetinde Yahudiler ile Müslümanlar arasında büyük bir savaşın olacağına inanmaktadırlar.
Zira son Peygamber Muhammed (sav) bir hadisinde “Müslümanlarla yahudiler arasında savaş olmadan kıyamet kopmayacak” demiştir. Hadisin devamında Yahudilerin toptan imha edileceği de söylenmiştir. Rabbim hepimizi büyük felaketten korusun, inşaallah.
Akkuyu'da Nükleer Santral
Bu büyük savaş Türkiye içinde neticesiz kalmayacaktır. Mersin sınırında Akkuyu'da Ruslar Türk sanayisi için gerekli enerjiyi sağlayacak Nükleer santral kurmaktadırlar.
İsrail veya Amerika bu tesisi bombaladığı anda Mersinde ikinci “Çernobil” felaketi yaşanacaktır.
Bu tesis Ruslara ait olduğundan Ukrayna savaşından sonra Rusya ile Amerika arasında çatışma olacaktır. Bu sebepten bir çok insan 3.Dünya Savaşının meydana geleceği endişesini taşımaktadır.
Tüm akıllı isanların ve devletlerin böyle bir savaşın meydana gelmemesi ve orta doğuda barışın sağlanması için Filistin devletinin resmen kurulmasına çaba sarfetmesi gerekmektedir.
** Silifke Karataş arası Mersin Körfezi
*MERSİN deki Arıtma Tesisleri |
Kapasite (M3/Gün) |
Nufus |
Mezitli |
55.000 |
384.000 |
Bozyazı |
4.630 |
26.500 |
Tarsus |
61.272 |
436.219 |
Erdemli |
(*) 16.656 |
100.000 |
Silifke |
21.000 |
90.000 |
Anamur |
26.556 |
140.000 |
Karaduvar |
189.523 |
(*) 1.137.896 |
Atakent |
5.800 |
(*) 34.823 |
Kargıpınarı |
(*) 1.800 |
(*) 36.024 |
Kızkalesi |
7.940 |
40.000 |
Limonlu |
9.627 |
33.300 |
Mut |
14.640 |
57.272 |
Anamur-Akina-1 |
45 |
220 |
Anamur-Akina-2 |
64 |
285 |
Anamur-Akina-3 |
22 |
100 |
Anamur-Akina-4 |
72 |
220 |
Anamur-Ormancık-1 |
88 |
152 |
Anamur-Ormancık-2 |
130 |
200 |
Anamur-Sarıağaç |
86 |
180 |
Silifke-Mara |
400 |
2.000 |
Erdemli-Sarıyer |
200 |
1.000 |
Karakeşli |
200 |
1.000 |
Mersin'deki Arıtma kapasitesi (Nufus): 2.487.367 (*) hesap edilmiş
*** )
Tahrif edilmiş Tevrat, Samuel Kitabı, Bölüm 15,3
„Git, Ameliklere saldır ve onlara ait olan her şeyi tamamen yok et. Onları esirgeme; erkekleri ve kadınları, çocukları ve emzikteki bebekleri, sığırları ve koyunları, develeri ve eşekleri öldür“.
https://kutsalkitap.info.tr/?q=1Sa.15:3
Lübnan sınırında ilk sıcak temas
02.10.2024
Tel Aviv'de operasyon
01.10.2024
İran, İsrail'i Vurdu
01.10.2024
Husiler, ABD SİHA'sını düşürdü
01.10.2024
Tebaa ve İtizalciler | Muharrem Balcı
11.09.2024
Allah Var! Gam Yok! AHMET SEMİH TORUN 01.10.2024
my body my decision MUSTAFA AKMEŞE 03.10.2024
İktidar ve Toplum YUSUF YAVUZYILMAZ 05.10.2024
MUHAFAZAKÂRLIK MEHMET YAVUZ AY 12.09.2024
SEVGİLİ AYŞENUR MÜSAADEN OLURSA… ESRA DURU 12.09.2024