metrika yandex
  • $38.3
  • 41.73
  • GA25250

Haberler / Yorum - Analiz

BARIŞ UMUDU|ÜMİT AKTAŞ

08.02.2025

 

Benim de içlerinde bulunduğum bir grup Müslüman aydın ve insan hakları savunucusu, 8 Şubat tarihinde, Üsküdar’daki Abbara Kahve’de, sürdürülmekte olan barış sürecine dair bir açıklama yaparak, süreci desteklediklerini beyan ettiler.  Çağrıcılar tarafından yapılan bu Barışa Çağrı metni daha geniş bir desteği sağlamayı da amaçlamakta.

Özellikle Suriye’deki Baas diktatörlüğünün çöktüğü süreçte, bölgenin dört ülkesine dağılmış Kürt nüfusunun bulunduğu her ülkede tâbi tutulduğu baskı, ayrımcılık, ötekileştirme ve hatta yok sayma siyasetleri de tartışmaya açılarak sorgulanmaya ve bu durum aşılmaya çalışılmakta. Kürt halkının bu tip tutumlara maruz bırakılmasının en büyük sebebi ise kendilerine ait bir devletlerinin olmayışı kadar yaşadıkları ülkelerin demokratik ve insan haklarına duyarlı yönetimleri haiz olmayışıdır.

Suriye halkının özgürleşmesi akabinde yeşeren umutlar, sadece Kürtlerin değil, bölge halklarının da genel anlamda insani ve demokratik değerlere kavuşabileceği bir umudu vadetmekte. Bu değerlerin temel İslami değerlerden uzak olmadığı ise ortada.

Barış çağrısını desteklemeye çağıranlar, İslami sorumluluğu haiz ve insan haklarına duyarlı taraflar olarak, Türkiye kadar bölge ülkelerinde yaşayan Kürtlerin ve diğer halkların barış ve kardeşlik içerisinde yaşama imkânının gerçekleşmesi için tüm bölge ülkelerine bu barış sürecinin desteklenmesi çağrısında bulunmakta. Bir taraftan ağır aksak sürdürülen barış çabası desteklenirken öte yandan ise bu konudaki sessizlik duvarı yıkılmaya çalışılmakta.

Şimdiye kadar yaşanan acıları anmak önemli olsa da asıl önemli olan bu acıları ortadan kaldıracak olan girişimler ve geleceğe dair canlandırılacak olan tahayyül. Dolayısıyla da şimdi dikkat edilmesi gereken bu umudun öfkelere kurban kılınmaması. Geçmişteki acıları ve düşmanlıkları bir kenara koyarak, sadece Türkiye’ye değil, bölgeye de barışı getirecek bu sürece destek verilmesi. Her ülkenin kendi iç şartlarına bağlı çözümleri birbirinden ayrı tutarak sadece barışa odaklanılması.

Kuşkusuz ki atılması gereken birçok adım ve telafi edilmesi gereken birçok haksızlık var. Bunların sağlanması ise elbette ki uzun bir süreci alacak ve şimdi asıl önemli olan bu sürece yönelik girişimlerin desteklenmesi ve umudun diri tutulmasıdır. Barışı mümkün kılacak olan ise öncelikle siyasal, kültürel ve hukuki hakların sağlanmasıdır. Siyasal haklar yerine göre federasyon, özerklik, eşit yurttaşlık veya yerel yönetimlerin güçlendirilmesi; kültürel haklar ise dilin resmi dil de olmak üzere her alanda kullanımı, bölge isimleri ve eğitim üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması; hukuki haklar ise cezaevi şartlarının düzeltilmesi, haksız mahkûmiyetlerin ve tutuklulukların kaldırılması, kapsamlı bir af çıkarılması, el konulan mülklerin sahiplerine iadesidir.

Kuşkusuz ki kanayan birçok yara var ve bunların birçoğunun telafisi de mümkün değil. Bu bağlamda yapılacak olan, barış çabasının hatırına bağırlara taş basılarak geçmişi unutmaya çalışmaktan başka bir şey değil. Tabii ki telafi edilmesi gerekenler edilmeli, kısıtlamalar ortadan kaldırılmalı ve Kürtler yaşadıkları coğrafyalarda başları dik ve alınları açık bir biçimde yaşayabilmeli. Yine de zorunlu bir telafi edilemezlik halleri karşısında yapılması gereken barış ve özgürleşmenin hatırına helalleşmekten başka bir şey değil.

Tabii meseleler oldukça girift ve mesele salt silah bırakmakla çözümlenecek bir basitlikte de değil. Özellikle PKK’nın silah bırakması zorunlu bir koşul. Ama iş orada da kalmamalı, muhatap olunan devletler de askeri operasyonları bırakmalı, Kürtlerin yok sayılan hakları anayasal düzeyde güvencelenmeli, gasp edilen mallar iade edilmeli, hukuka aykırı uygulamalar kaldırılmalı, hukuksuz tutuklamalar iptal edilmelidir.  

Türkiye açısından yapılması gereken en makul çözüm ise bir zamanlar gündeme getirilen AB yerel yönetim şartı doğrultusunda yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve merkezi baskıcılığın, otokrasinin azaltılarak ademi merkeziyetçi bir yönetime geçilmesidir. Birçok merkezi yetkinin çevreye aktarılması anlamına gelen bir uygulama sadece Kürtler açısından değil, yereldeki tüm kesimler açısından da siyasete katılımı ve demokratikleşmeyi güçlendirecek olan bir adım olacaktır.

Hepimizin de temennisi ülkemiz, toplumumuz ve bölge ülkeleri açısından da hayra vesile olacak olan bu barış çağrısının desteklenmesi: Bölgemiz ve insanlık açısından çok önemli olan bu sürecin hayata geçirilmesi için tüm siyasi partileri ve sivil toplumu, ülkemizi maddi ve manevi açılardan yoksullaştıran ve bölge halklarını birbirine düşmanlaştıran bu sorunu aşmak için el ele vermeye çağırıyoruz.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş