Yaslı Kudüs! Selahaddin’i mi Arıyorsun?
832 sene öncenin Eylül’ünde sana gelmiş kapılarına dayanmış Selahaddin’i
Sema ehlinin gülümsediği dualar ettiği bir Ekim gününde bağrına basmıştın
Kartal bakışlı yiğit gülümsemişti uzun yılların ardından
Acılı bir anneydin kanadı kırık bir kuş gibi çırpınmaya başladın ne yapacağını bilemedin
Açtın bütün kapılarını senin için yaşayan Selahaddin’e ve yiğit askerlerine
Kırış kırış alnın ışıltısı azalmış gözlerin paramparça olmuş kalbin diriliş esintilerinde mi yıkandı
Bitmeyen hasretin buzullaştırdığı sineni ısıtsın diye kollarını mı açtın
Yurdunu yuvasını bulmuş bir çocuk gibi güldü mü Selahaddin
Yıllar var ki dikenler büyüyen dağlarında ovalarında güller mi açtı
* **
Güllük gülistanlık bir dönem değildi o günler, bilirsin.
Zayıflamaya yüz tutmuş Selçuklular, ayak sesleri işitilmeye başlanan Moğollar, çekirge sürüleri gibi İstanbul Anadolu Halep Şam Kudüs’ü işgal eden, yüzbinlerce Müslümanı katleden Haçlı orduları…
Müslümanların güçsüz devletleri, orada burada kendince bağımsızlığını ilân etmiş şehir beylikleri…
Bölünmüş bütünlüğünü yitirmiş gücü dağılmış talana açık aşiret reislikleri…
Her türlü zillet, zaruret, korku, talan, umutsuzluk, dağınıklık, ayrışma, güç kaybı…
Her türlü eksiklik : İnanç, lider, kanaat önderi, ordu, toprak, ülkü birliği, gelecek hayalleri, ortak hedefler, nitelikli tartışmalar, kardeş dayanışmaları…
12. yüzyıl Müslüman coğrafyasının çoğu yeri bugünkü gibi değil miydi?
Zifiri bir fetret devri.
Ne yaptı bağrına bastığın kartal bakışlı yiğit?
İç çekişmelerin yıkıcı etkilerini vakit geçirmeden ortadan kaldırmak için bir hedef belirledi.
Türk, Kürt, Arap bütün toplulukları ortak bir hedefe yönlendirdi. Stratejik hedef sendin.
İman, kararlılık, samimiyet… Hedefe giden yolda yapılan her türlü mücadele ve gayret.
Herkes kalbini Kudüs’e ayarlasın için… Tüm şahsî hedeflerin birleştiği nokta sen oldun Kudüs.
Parçalanmış kalpleri seninle birleştiren Selahaddin’e selâm olsun!
***
Annelerin annesi Kudüs!
Bugün yine işgal altındasın. 71 yıldır, kendi ellerimizle yaptıklarımız, basiretsizliğimiz, birbirimizle didişmemiz yüzünden. Aramızda ayrılık tohumları boy verdi. Her yanımız çıban.
Öz oğlun Selahaddin’i özlüyor, yeni Selahaddinler bekliyorsun. Lakin oğullarının çoğu yolunu kaybetti. Mekke, Medine ve sen Kudüs kalplerin yöneldiği ana kucağı olmaktan çıkmışsın.
Siyonist ve Haçlı güçlerin illüzyonu karşısında ezik ve sinik. Kardeşlerine karşı acımasız. Yolculuğunu dünyanın bir adım ötesine bile götürmeyi düşünemeyen yığınlara döndü.
Senin Filistinli oğulların her gün dayak yiyor.
Senin öz kızların, Filistin’in anneleri bugün, kamera kayıtları altında kurşun yağmurlarına tutuluyor. Şehid Filistinli annenin mübarek kanı, görmek istemeyen gözlerimize, duymak istemeyen kulaklarımıza, konuşmak istemeyen ağzımıza, hasılı suratımıza çarpıyor kurşun gibi.
Birbirimizle didişmekten; etnik, mezhebî, siyasî ayrımcılıklarla düşman üretmekten vazgeçtiğimizde yeniden “Devlet” sahibi olabiliriz.
Yeter ki hakikatle sahte gerçeklikler arasında doğru tercih yapalım.
Temiz ve onurlu bir hayat, güzel bir ölüm bizi bulacaktır.
04.10.2019, Kardelen/Ankara
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Seçimin İmkanları YUSUF YAVUZYILMAZ 21.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024