metrika yandex
  • $32.5
  • 34.84
  • GA18240

Uyuşturucu Yalnız Para Değil İnsanın “Hack”lenmesidir

MEHMET YAVUZ AY
07.02.2018

2015 Türkiye Uyuşturucu Dosyasını yayımladık.

Hangi düşünce ve inançta olursa olsun okuyanların; tedirginlik, çaresizlik, korku hissettiğini düşünüyorum. Biraz daha fazlasına ihtiyacımız var. Asıl sorunlarımızın ne olduğu konusunda net fikirlere sahip değiliz. Bir meselenin ucu bize dokunmuyorsa onu yok sayıyoruz, öteliyoruz, görmemezlikten geliyoruz.

Evet, “Ne çok acı var!”

Savaşlar, toplu kıyımlar, talanlar, tacizler, toplu göçler, açlıktan can çekişenler; zulüm, kan ve gözyaşı…

Dünya şiddet kokuyor, kan kokuyor!

Zulüm - Adâlet terazisinde, Batı zihninin inşa ettiği bütün araçlar, zulüm kefesini dolduruyor.

Yine de olup bitenlerin çoğu bedenî fizikî saldırılar… Ne ki, tüm olup bitenleri küçümsemek adına söylemiyorum… Gelmeye başlayan kıyamet dalgalarının yanında belki de esamisi okunmayacağı için…

İslâm toplumlarını da saran, önemsiz gibi davrandığımız, alttan alta yeşeren tahrip gücü korkunç patlamaların ayak seslerine kulak vermeliyiz.

“Ekini ve nesli bozmayı” amaç edinmiş, küresel güç merkezinin Allah’a ve Müslümanlara meydan okuyuşuna şahit oluyoruz. Farkında mıyız?

Derinliksiz günü birlik yaşantımız, akidemizi karartan sorunlarımız, menfaat endeksli bakış açılarımız, yakın hayatın geçici mutluluklarını ana hedef yapan küçük dünyamızla asıl tehlikeleri göremiyoruz.

Ateizm ve deizm İslâm coğrafyasını kasıp kavuruyor. Tarihin hiçbir döneminde insan, bugün olduğu kadar çöldeki kum tanelerine dönüşmedi.

Allah’a kafa tutan küresel oligarşik güç merkezi şunu demek istiyor: Yeryüzünü ve insanları sen yarattın ama insanın kontrolü artık bizim elimizde!

Nasıl mı?

İfsad edici bilimsel buluşlarla insan beyninin kontrol altına alınacağı bir evreye gireceğimizi söylüyor şeytanî güç... Son Davos toplantılarında konu açıkça gündeme getirildi.

İnsanın kodlarına hakim olma, insan türünü yok ederek yeni bir tür yaratma(?!), evlilikleri bitirerek, yeni türü laboratuvar ortamında üretme projeleri üzerinde çalıştıkları ifade ediliyor. Bütün dünyada eşcinsel evlilikleri yasal hale getirmeye uğraştıkları da malûm. İslâm toplumlarında deizmle beraber eşcinsellik de maalesef yaygınlaşıyor.

Bu tabloyu niye çizmeye çalıştım.

Günümüzde alkol ve uyuşturucunun,  yeryüzünde bu denli yer edinebilmesi tesadüf olamaz.

Yeni dünya sisteminin karşısında duracak, direnecek, hayır diyebilecek, hür düşünceli, Allah’a inanan insanın, bağımlı ve esir haline getirileceği inançsızlıktan sonraki ikinci basamak alkol, üçüncüsü uyuşturucudur.

Her yıl uyuşturucudan 207000 insanın öldüğü ifade ediliyor. 250 milyon insan uyuşturucu kullanıyormuş. Ne acıdır sentetik uyuşturuculardan ölen insan sayısında en öndeyiz. Bitkisel uyuşturucular bile masum kaldı sentetik uyuşturucuların yanında. Flakka uyuşturucusu, insanı başka bir mahlûka dönüştüren etkileriyle, şeytani gücün yeni adımı.

Sınırlar, ülkeler, inançlar, kültürler, hâsılı, insana ait ne varsa ortadan kaldırıp, beyinlerine hükmedilen yarı robot yarı insan yığınlarını yönetecek oligarşik bir yapının diktatörlüğüne hazırlandıkları anlaşılıyor.

Bizim evimizde bugün yoksa bile komşularımızın, ülkemizin evlerindeki yangına gözlerimizi dikelim.

13 yaşında uyuşturucu komasına girerek ölen çocuk bizim çocuğumuz.

18 yaşında uyuşturucudan hayatını kaybeden Mehmet Kutlular’ın kızı Vildan’ı hatırlar mısınız?

Adını özgürlük koydukları çarpık hayat anlayışı adına her gece alkol mekânlarında, sokaklara taşmış uyuşturucu alışverişlerinde yitirdiğimiz bizim çocuklarımız.

Güzel giydirdiğimiz, yedirdiğimiz içirdiğimiz ciğerparelerimiz, okullar, servisler, pahalı telefonlar,  harçlıklar; madde, eşya, görüntü, harcama ile çevrelediğimiz çocuklarımız uğultusu duyulan fırtınanın dışında kalabilirler mi? Asla emin olamayız. Ruhu, kalbi, zihni beslenmemiş çocuklarımız bağışıklık sahibi değiller.

Ülkemiz  ve insanlık adına ilk direnek noktasını biz Müslümanlar oluşturmalıyız. Devleti yönetenlerin sorumlulukları çok olmakla birlikte; resmî kurullar, izleme komiteleri, kurumsal çalışmalar ile bir noktaya kadar gidilebilir.

Şeytanî güçlerin ilahlık yarışına girdiği dünyada, hâlâ, bir arkadaşımın tabiriyle “Allah’ın kitabını, Allah’ın peygamberiyle kavga ettiren” Müslümanlar olarak kalıp; yapay gündemlere, etnik, mezhebi, siyasî ayrımlara hayır diyemezsek, ne biz, ne ailemiz, ne ülkemiz ne de dünya kalacak.

Bize kader diye dayatılan kuşatmaya karşı, kaderimizi kendi ellerimize alalım. Hayattan ve toplumdan koparak Müslüman kalınamaz. Dertlerimizi başkalarına havale edemeyiz. Kutlu kitabımız bize önleyici ve koruyucu tedbirler almamızı emrediyor. Kaynağında kurutulmayan dolayısıyla toplumsal yaraya dönüşen alkol ve uyuşturucu belâsının bünyemizde açtığı yaraların kapatılması çok zordur.

Gelin AMATEM ziyareti yapalım. Vakıflar, dernekler, diğer sosyal yapılar, cemaatler v.s, söz konusu gerçek sorunlarımızı gündemine alsın. Uyuşturucu bağımlısı insanlarımızla bağ kuralım, ailelerine maddî manevî destek verelim. Bu savaş, varlığımıza kasteden bir savaş.

 Uyuşturucu yalnız para değil insanın “hack”lenmesidir.

Yorum Ekle
Yorumlar (7)
Fatih | 03.03.2018 12:37
Böyle önemli konuları gündeme getirdiğiniz için size müteşekkiriz
Recep Ç | 18.02.2018 23:31
İnsanlığın yaratılış fıtratını bozmada büyük rol alan konudur.Öncelikle bu coğrafyaya bu illeti tezgahlıyan sorumluları arıştırıp,ümmete bilgi verilmesi daha uygun olacağını düşünüyorum.Allah cc sizden yazı olsun.
Mahmut AY | 07.02.2018 11:52
Güzel, anlamlı,ders nitelikli,aydínlatıcı
Mahmut AY | 07.02.2018 11:52
Güzel, anlamlı,ders nitelikli,aydínlatıcı
Aydın yalcın | 07.02.2018 09:22
Teşekkürler
Hüseyin çolak | 07.02.2018 09:22
Herkesin okuması ve ders alması gereken bir yazı elinize sağlık
Mehmet Yıldız | 07.02.2018 06:33
Eline, kalemine, yüreğine sağlık.tesbitler mükemmel.selamlar.