Cuma akşamı ya, eğlenmek bizim de hakkımız deyip sözleştiğimiz üzere beni almaya gelecek arkadaşımla buluşmak için çıktım dışarı. Buluştuk! Bindim arabasına ama az ileride bir diğer arkadaşımın, eşi ve çocuklarını bir aile dostuna bıraktığını farkettim. Muhtemelen Cuma akşamı alemine akacak, tek başına…
Alem dediysem gidip bir barda nargile içip canlı müzik dinleyecek muhtemelen, ötesi? Sanmıyorum zira hem İslamcı hem Hacı'dır kendisi. Ha bir de Kürt…
Beni alan arkadaşım ise sosyalizme gönül vermiş, ırkçılığa prim vermeyen Kürtlüğü baskın biri. Sosyalist Kürt yani…
Avrupa`daki vatandaşlarımızın en eski siyasi ve dini örgütlenmesi sayılan Milli Görüş`ün Isviçre`deki merkezinde bir semineri takip etmek niyetiyle buluştuk arkadaşımla..
Hacı`yı da uzaktan görünce, dedim yanaştır sunun A5’ine arabayı da davet edeyim, gelsin bizimle..
Yanaştık ve muzipçe sordum:
-Hayırdır Hacım, çocukları da bıraktın nereye böyle?
Beklenmedik bir karşılaşmanın şaşkınlığıyla cevap verdi:
-Hiiiç takılacam öyle!!
-Bize takıl o halde, ama sorma nereye gideceğiz diye.
-Tamam gelin benim arabaya, sizinki yaşlı arabası!
(“Genç arabası“ vurgusundan anladığıma göre, nereye gideceğimizi düşündüyse artık !!)
Hacı`nın A5’ine kurulduk. Biraz yol aldıktan sonra “eee söyleyin nereye gideceğimizi de oraya süreyim“ dedi haklı olarak.
Sür Hacım, Milli Görüş`ün merkezine!
Gözüme baktı, ciddi olup olmadığımı anlamadı önce. Gayet ciddi olduğumu fark edince, önünden geçmekte olduğumuz şehrin albenili nargile kafesi Fata Morgana`yı işaret ederek, “buraya gitmeyi tercih ederim“ dedi suratını asılmış halde..
Biri Sosyalist, biri Hacı iki Kürt, bir de ben, arabadayız. Hacı kızgın “Cuma akşamı hayallerini” yıktığım için, Sosyalist bıyık altından gülüp olayın gelişimini izliyor ben ise Hacı`nın belli belirsiz öfkesinden çekinerek konuşacak bir şeyler üretiyorum, hava bugün güzeldi falan diyerek…
İlk karşı hamleyi, A5’inin dokunmatik radyosunu açarak yapıyor Hacı bana. Bulduğu Kürtçe kanal ile, hem beni susturacak hem de hiçbir şey anlamamamı sağlayacak. Başarılı da oldu. Neyse önemli değil benim için. Yeter ki, Hacı rahatlasın!
Nerdeeee!!
Ortak arkadaşları benim ama diğer iki arkadaşımın mesafeli bir ilişkileri var kendi aralarında.
Radyo`daki tok sesin Şiwan Perver olup olmadığını tartışarak başladılar, sonra seminerden dönene kadar hep bir tartışma konusu buldular kendi aralarında..
Katıldığımız toplantıda semineri Karadenizli yetkin bir konuşmacı verdi. Salon kalabalıktı. Konu; Son gelişmeler ve Afrin harekâtı.
Sunum sonrası konuşmacının da bize katılması ile hayli güzel, verimli bir akşam sohbetimiz oldu. Mekan ise geldiğimiz merkezin lokaliydi. Masamızdaki heyecanlı tartışma herkesin dikkatini çekmiş olmalı ki, bir ara tüm üyeler bizim masaya ilişmişlerdi.
Ama benimkiler(!) yine her konuşulan konuda farklı fikirlerde olmayı başardılar.
Cuma akşamı programına limon sıkma eylemindeki suç ortağım olduğu için sosyalist Kürt arkadaşım hep alttan aldı Hacı Kürt arkadaşımı..
Her konuda tartıştılar. Dönüş yolculuğumuz da aynı şekilde tartışmalı geçti. Bizim Hacı zaten ilk dakikalardaki gerginliği üzerinden attığı için benim açımdan da eğlenceliydi tartışmaları. Komikti daha çok.
“Kardeşim bütün akşam beynimi yediniz be! Bir sonuca da varamadınız üstelik. Bak size en çok katlanacak insanlar biz Türkleriz, kıymetimizi bilin. Kim çeker sizi başka?” diye takılmadan da edemedim “benim Kürtlerime”.
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
Seçimin İmkanları YUSUF YAVUZYILMAZ 21.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024