İnsanların ve toplumların kendi kaderlerini belirlemede önemli bir etki payı vardır. Kutsal metinlerde "başınıza gelen şeyler, seçimlerinizin sonucudur" anlamında önemli tespitler vardır.
Toplumların layık oldukları şekilde yönetileceği gerçeğini de unutmamak gerekir.
Önemli bir bilim/eğitim uzmanından şöyle bir cümle okumuştum: "Okuma yazma öğrenebilen bir insan, eğer dilerse çok önemli bilgilere ulaşabilir, mesleki, sanatsal bir çok iyi seviyelere yükselebilir."
Burada insanın iradesini doğru kullanması ve seçimlerini rasyonel yapması önemlidir. Toplumların kalitesini de bu seçimler belirler. Toplumun kalitesinin yükseltilmesi için iki önemli kaynak vardır:
İlki, Eğitimi talep edecek meraklı ve gayretli birey,
İkincisi bu eğitimi verecek profesyonel kurumlar.
Orta öğretimde okuyan gençlerimizin dünyadaki egitim düzeyi 45. sıradadır. 80 milyon halkımızın ortalama eğitim yeterliliğinin 107. sıralarda olmasının en önemli nedeni de bu sebepledir.
Ne bireysel anlamda yeterli öğrenme, çabalama, okuma yeterliliğini gösterebiliyoruz, ne de eğitim politikalarımız, eğitim kurumlarımız, eğitim veren memurlarımız kendilerinden beklenen performansı gösterebiliyor.
Ülkemiz; 2023 vizyonunda dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefliyor.
Üretimde, ar-gede, ihracatta 40'lı sıralardayız.
80 milyonun ortalama eğitim seviyesini bir kenara koyup sadece geleceğimiz olan gençlerimizin eğitim seviyelerinin de 45. sıralarda olmasını göz önünde tutarsak, bir şey net olarak ortaya çıkıyor: Eğitim seviyesi ile üretim-arge-ihracat arasında müthiş bir paralellik var.
Avrupanın en genç ve dinamik nüfusuna sahip olan ülkemizin bu potansiyeli daha iyi ve işlevsel olarak eğitmesi, aslında var olan en önemli sorunların da çözümü olacaktır.
Günü kurtaran, sığ politikalar, liyakatsiz atamalar, isabetsiz büyüme ve gelişme stratejileri artık işe yaramıyor.
Ak Partinin iktidara geldiği 2002'den 2009'a kadarki büyümede inşaat ağırlığı seçeneği ülkemizi ve halkımızı belli seviyelere yükseltti. Ancak 2009'da ulaştığımız kişi başı milli gelir ortalama 9.000 dolar seviyesinde patinaj yapıp duruyor. 10 yıldan beri gelir artışı hayal gibi.
Bunun çözümü üretim ve ihracattan geçiyor. Üretimin, ihracatın arttığı her ülkede, arge de artar, istihdam da. Nitelikli personel ihtiyacı eğitimin de kalitesini yükseltir. Geliri artan halkın adalet, özgürlük, eğitim ve sosyal yaşam beklentileri de bu parametrelere bağlı olarak yükselir.
Ak parti bu ülkeye çok önemli hizmetler yaptı. Bundan sonra, yukarıda bahsettiğimiz doğrultuda üretim ekonomisini canlandırarak varlığını sürdürebilir.
31 mart seçimleri aslında ekonominin, halkımızın seçimlerinde ne kadar etkili olduğunun önemli bir göstergesidir.
Son söz: Kişiler, kurumlar ve milletler seçimlerinin sonuçlarını yaşarlar.
Abdulaziz Tantik ile Derkenar…
15.04.2024
Norveç:Filistin'i Tanımaya Hazırız
13.04.2024
Derviş Argun ile Derkenar..
20.03.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024
Ölüm ve Bayram AHMET SEMİH TORUN 13.04.2024
Bir Şehide Şahitliğim MUSAB AYDIN 15.04.2024
Biz Şeriatçilar CAVİT OKUR 15.04.2024
DİYARBEKİR ANNELERİ FERMAN KARAÇAM 22.03.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
EBU HAMİD EL- GAZALİ- 2 HASAN KANAT 19.03.2024