Hz. Adem’den bu yana kaç insan geçmiştir dünyadan bilinmez
Mağaralarda tarlalarda çardaklarda ağaç altlarında kaç anne çekmiştir doğum sancılarını
Hz. Meryem’in dağ başında bir hurma ağacının altında ürpertili bir yalnızlıkta gerçekleştirdiği gibi
Akıl aşan doğum serüveniyle Nil’in çocuğu bebek Musa
Bebek İsa ve bebek Mustafa
Geldiler kıyamete dek tüm zamanları etkileyecek muhteşem doğumlarla
Aynı yolun yolcusu aynı sözlerin sözcüsü mücevherlerdi kıymetleri bilinmeyen
Her şey yerli yerindeydi dünya yaratıldığında
Karalar denizler gökyüzü ve arasındakiler
İnsanla anlamlı kılınmıştı dünya
Çok geçmedi terk etti insanlar hakikatin Musa’nın İsa’nın Mustafa’nın ışıklı yolunu
İnsan neyi arzularsa o yol ona kolaylaştırılırmış
İnsan çamur yanına gülümser ruhunun kanatlarını bağlar oldu.
İnsan yeryüzünün dört bir yanında çamur deryalarına dalar oldu
İnsan bedeninin tutsağı olmaya razı insan olduğunu unutmaya koşar oldu
İnsan unutursa insan olduğunu!
Ruhunu çiğner durur içsesini boğar yücelmeyi eşdeğer sayar alçalmayla
İyi ve kötü doğru ve eğri yer değiştirir
Yeryüzüne ait olduğunu düşünür teşnedir sanal cennetlerin gönüllü mahkumu olmaya
“Beden tabiat toplum ve tarih ” zindanlarına kapanmış demektir
Unutursa insan kendisini
Örter üstünü doğuştan hediye edilmiş tüm hazinelerin
Kalbi taşlaşır buz bağlar beyni felç olur
Mağarasına kapanır rahatsız olur hakikatin ışıklarından
Bir gölge oyunudur oynadığı lakin gerçek sanır
Yabancılaşır aldırmaz hiçbir şeye
Susar konuşmaz kalbin dili
Şeytana yenilir tenine teslim olur aklı tutulur şehvetle kararır gözleri
Göz kulak el dil muhteşem nimetlerken kurbanı olurlar çamura övgünün
İnsan unutur zehiri bal sanır
Oysa tutkuya yem edilen her organ şahittir
Sonra gölge oyununda tabiat çıkar sahneye
Düşüncenin doğru yolunda işaret taşları olacak ay güneş ırmaklar denizler
Bir şey söylemez olur
Güneş illa ki doğacak batacak ay ışıklarını salacak yağmur yağacak baharda ağaçlar süslenecek
Denizler ırmaklar dağlar ay ve güneş utanacak bunca aldırmaz azgın hayatlardan
Doğru ile eğri çizgileri birbirine dolandığında
Diz çöker kalbin beynin muhafızları
İnsan unutur göz görmez kulak işitmez olur
Oysa şahittir ay güneş ve dağlar ırmaklar denizler
Unutursa insan insanlığını kendinden kaçıp
Atalarından gördüklerini takip eden topluma karışır
Ölçüleri tarzları algıları yaşadıkları ile teslimiyet içinde uyar kalabalıklara
Toplumun günah galerilerinde suçluluk hissini gün gün yitirerek dolaşır avare
İnsan unutur yanlışlar doğru olur kararan kalbinde
Oysa şahittir kendini balçığa çekenler
Unutursa insan ne olduğunu
Gözleri geçmişi ve geleceği seçemez olur
Marifet bilir kötü hükmedicilerin peşinde kuyruk olmayı
Tarihin kara koridorlarında isyan zulüm kan sahnelerinde zalimlerin yanında olmayı
İnsan, unutursa insan olduğunu!
Doğumdan büyümeye yaşadıklarından ölüme dikemez bir bilgelik anıtı
Başaramaz insan kalmayı ruhunu taçlandırmayı
Unutma!
UNUTURSAN UNUTULURSUN!
Kibrin Mağlûbiyeti -1 | İlhan Akar
23.04.2024
müslüman ‘Allah diri’dir! valla! MUSTAFA AKMEŞE 19.04.2024
Baş Döndüren Diplomasi AHMET GÜRBÜZ 24.04.2024
Seçimin İmkanları YUSUF YAVUZYILMAZ 21.04.2024
Kemal Kılıçdaroğlu ÜSTÜN BOL 06.04.2024
YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 08.04.2024
SİYASET VE SERMAYE YUSUF YAVUZYILMAZ 13.04.2024