metrika yandex
  • $32.63
  • 35.16
  • GA17940

“Türk Milliyetçisi Bir Kürt” Olan Türkçe Öğretmenim ve Aslı Erdoğan!

GÜVEN AKINCI
26.10.2019

Orta Okulda Türkçe öğretmenim, Türk milliyetçisi bir Kürt idi. 3 yıl boyunca Türkçe dersimize girdi. Davasına inanmış bir ülkücüydü hem de.

Bizim o yıllar, 12 Eylül’cülerin yönetimde olduğu ve iktidarı sivillere devretme temrinleri yaptıkları dönemdi.

Öğretmenlerimiz sağcı, solcu diye tasnif edilirlerdi. Ki kendileri de bundan gocunmak bir yana memnundular. Sağcı ailelerin çocukları solcu öğretmenler, solcu ailelerin çocukları sağcı öğretmenler tarafından  - haydi ötekileştirilirlerdi demeyelim ama- pek sevilmezlerdi.

Ailem solcu olduğu için, türk milliyetçisi bir kürt olan türkçe öğretmenim benden pek hazzetmezdi. Hayatımın en sert tokatını ondan yediğimi hatırlıyorum. Sendeleyip, düşeyazmıştım! Aslında kötü bir insan değildi, bugün geriye baktığım da türkçe öğretmenim Osman bey’e hakkımı helal ettiğimi açıklıkla söylemeliyim.

Osman bey, “o” ile “u” nun yerini değiştirirdi günlük konuşmalarında. İstiklal Marşı’na “Kurkma!”diye başlardı. Ancak sıkı bir Osmanlı hayranıydı. İttihat Terakki’yi tarih dersimizde değil de, türkçe dersimizde kendisinden duymuştuk ilk kez.

Yazar Aslı Erdoğan Belçika’da yayınlanan Le Soir Gazetesine verdiği mülakatta şöyle bir cümle sarfetmiş: “Türkler ilkokuldan itibaren Kürtler’den nefret etmeye koşullandırılıyorlar” cümlenin içeriğindeki yanlışa değinmeden önce Aslı hanım’a dair birkaç cümle yazmak isterim.

Amerikan Robert Kolejinin ardından, Boğaziçi Bilgisayar ve fizik bölümlerini bitirmiş, her ne kadar alanında bir süre çalışmış olsa da, tanınırlığını yazdığı kitaplara borçlu bir entellektüeldir. Yazdığı öyküler, kitaplar farklı dillere çevrilmiş kendisine uluslararası saygın ödüller kazanmıştır. Bir öyküsü Fransa’da filme alınmış, geleceğin ilk “50 yazarı” arasında gösterilmiştir.

Türkiye’de Radikal  ve Özgür Gündem gazetelerinde yazılar da yazan Aslı hanım, “terör” isnadıyla bir süre cezaevinde yattı.

Aslı hanım bir süre İsviçre’de de kaldı. Ciddi psikolojik rahatsızlıkları olduğunu duymuştum.

Burnout ( tükenmişlik sendromu) olduğu söylense de, Aslı hanım’ın daha ciddi ruhsal sıkıntılarının olduğu bizzat kendisiyle ilgilenen,  İsviçre’de klinikte tedavi görmesini sağlayan bir yakınından duymuştum. Üzülmüştüm!

Çünkü “ hasta” olan kişi  benim ülkemin çocuğuydu. Parlak bir kariyer, pırıl pırıl bir zeka, özgün bir kafaydı aynı zamanda  İsviçre’deki soğuk psikiyatri kliniğinde yatan.

Aslı hanım’ın yukardaki açıklamasını çok acımasız ve gerçeklerden çok uzak buldum. Bütün öğrenim hayatım boyunca bana kimse “kürtlerden nefret etmemi” öğütlemedi. Kaldı ki böyle bir şey mümkün değil. Birarada yaşadığım, komşum arkadaşım dostum akrabam olan bir halktan nasıl nefret edeyim?

Evet ülkenin son 40 yılını heba etmiş bir terör sorunumuz var. Ve bu sorun  üzerinden, türk-kürt çatışması kurgulayanlar oldu, binlerce genç can verdi evet. Ama bu ülkede ne kürtler türklerden ne de türkler kürtlerden nefret etmedi.

Değilse, milyonlarca kürt-türk evliliklerini, o evliliklerde doğan nesilleri nasıl açıklarsınız? Avrupalı entelijansiya’nın konuşturmayı çok sevdiği Aslı Erdoğan hanım bu gerçeği nasıl görmez?

Türkiye’de nefreti huy edinmiş bir kesim var, evet ama bu kürtlere münhasır değil ki! Türkiye’ye ait olmayan, bu toprakların yabancısı mezkur kitle dindara, aleviye, kürde hatta türke nefret duyuyor. Kürtten ne kadar nefret ediyorsa türke o kadar kin besliyor, dindara ne kadar tahammül edemiyorsa aleviye o kadar hınç biriktirmiş.. ( Kim bunlar sahi? Başka bir yazı konusu olsun)

Türkiye’de ayrılıkçı terör uluslararası güçlerin acımasızca kullandıkları, meşru siyaset kurumunun da kimi zaman oy uğruna kullandığı bir maniveladır.

Çocukların, masumların öldüğü bir tiyatro sahnesidir.

Genel anlamıyla kürtler de türkler de bu tiyatroda aktör değildir.

Yorum Ekle
Yorumlar (1)
Erkan Mehmet Akar | 27.10.2019 00:38
Kalemine sağlık. Harika ve yerinde tesbitlerle çok güzel bir cevap olmuş.