1969 larda MTTB (Mili Türk Talebe Birliği)çatısında, bilhassa o günün birlik genel başkanı Burhanettin Kayhan’ın gayretleri ve önderliği ile sokak eylemlerinden tamamen çekilen ve “tek yol İslam” diye yola çıkan bugünün ülke yöneticilerinin de içinde olduğu kırk yıllık bir gayret ve mücadele neticesinde iktidarı da elde ettiler.İsmini ne koyarsanız koyun İslamcılık,İslami hareket veya islami düşünce geldiği konuma kolay gelmemişti.1971 muhtırası,1980 ihtilali,28 şubat 1997 post modern darbesi İslamcıların temel anlayış ve mücadelesini geriletmemiştir.
Özellikle 1969 larda islam diye yola çıkan bu gençlerin dünyevi bir hesabı olmamış, bütün cehd ve gayretleri hasbi olmuştur.Bir makama gelmek,salt iktidar olup birşeyler elde etmek hesaplarında yoktur.Tek ölçüleri yegane önder kabul ettikleri Allah Rasulunün’’bir elime ayı,bir elime güneşi koysanız yani her türlü dünya nimetlerini önüme koysanız ben Allah’ın benim için çizdiği dava yolundan vazgeçmem’’sözü olmuştur.İslam’ın temel öğretisi; HER ŞEY ALLAH İÇİN onların temel felsefesi idi.Çıkılan bu yolda her türlü güçlüğe zorluğa talip,önüne çıkacak her türlü engelleri kaldırmak ve aşmak için feda edemiyeceği bir şeyi olmayan bir nesildi özlenen ve geliyordu..Normalde belki onları taşıyacak abileri bile yoktu.Birbirlerini yetiştireceklerdi.Burhanettin Kayhan İslamcı gençliğin yani stratejisini kitaplaştırarak ortaya koymuştu :TEK YOL İSLAM.
Kayhan şöyle diyordu;’’Müslümanlar ancak islamın o eşsiz inkılabı ile dünyaya yeni bir iman ,yeni bir dünya görüşü ,yeni bir düzen getirdiler ve getirebilirler.Bizim için muvaffakiyet diploma almak,makam mevki işgal etmek servet sahibi olmak değildir.Bizim başarımız davamız ve inancımızla ilgilidir.Gençlik, hayatın bir safhası değildir.Gençlik manevi bir enerji,ruhi bir durum,azmin galeyanı,inancın heycanı, muhayyilenin bir vasfı,güzel şeylere karşı bir aşktır.
‘’İslamcı gençlik hiçbir siyasi kuruluşun,hiçbir devlet gücünün,istismarı,oyuncağı,kuklası olamaz. İslamcı gençliğe islam dışı hiçbir kuruluş sahip çıkamaz,yön veremez,kendine alet edemez’(Bu vesile ile Burhaneddin abiye Allahtan gani gani rahmet diliyorum.Mekanı cennet olsun inşallah.)
İslamcı gençlik korkmadan ,yorulmadan,yılmadan,uykusundan,rahatından birçoğunu terk ederek işte böyle yola çıkmıştı.
15 yaşında iken 1968’ lerde bu abilerin içine katıldım.O günden bu güne kadarda gençlik ideallerime ihanet etmemenin savaşını vererek yürüdüm.O günlerden bu günlere gelinen bütün safhaları yaşayan birisi olarak bunları kaleme alıyorum.
İslamcılığın serüveninde 1980 ihtilali bir düşünme dönemi olmuştur.Yola çıkılan bu yolda on yıl gibi kısa bir zamanda Allah bu samimi gençlere büyük başarılar vermişti. Artık Türkiye’nin gündeminde İslamcılık vardı.Ancak birçok kayıplar olmuş ve badireler atlatılmışsa da bile, İdeal ve hedefte bir değişim yaşanmamıştır.Anadolu gençlerinin üniversitelerde birbirine vurdurulduğu bu dönemde ellerini kardeş kanına bulaştırmamışlardır.
28 şubat post modern darbe sonrasında İslamcılar için aynı şeyleri söylemek zordur. Başlangıçta; islami değerlere saldırıya karşı güçlü bir direniş gösteren Müslümanlar, buna daha fazla direnememiş,en başta imam hatip liselerini boşaltmışlardır. Sadece dinini öğrensin diye Müslüman halkın açtığı bu okulları Üniversitede önü kesildi diye terk ediyorlardı. Baskılar maalesef Müslümanca karşılanamıyordu.Ruhlar ihtiyarlamıştı.Kaçıyorlardı İslamcılar. Başka liselere ,yurt dışına vs. Geçmiş bambaşka idi.Bu okulların üniversite diye hiçbir hakkı yoktu.Yinede terk edilmemişti ve sahipsiz bırakılmamıştı. Ben imam hatip okulu mezunuyum lisesi değil bunu bilen ne dediğimizi de anlar.
28 Şubatçılarda boş durmuyordu. İhbarlarla,idari cezalarla ,mahkemelerle vs.korku salmaya devam ediyorlardı. Bu memlekette islam’dan söz etmek nerede ise yasaktı ve gerekirse bunu bin yıl sürdürme iddiasında idiler. Diğer darbelerden en önemli farkı da sadece islami değerlerin ve İslamcıların hedef seçilmesiydi.Kendilerine göre yeni bir islam modeli seçmişlerdi: ILIMLI İSLAM. Kendilerine bir de ortak cemaat ve din söylemini öne çıkaran bir kişi bulmuşlardı:FETÖ.İmam hatipler üzerinde oynanan asıl onun projesi idi.Sesi kısılmış az bir İslamcı grup bunu dile getiriyor, diyordu ki, bu fetö projesi . Fetö de Amerika’nın projesi diye bağırıyorlardı. Ancak kimseyi inandırmak mümkün değildi. (Devem edecek)
CAVİT OKUR
Süleyman Arslantaş ile Derkenar
14.03.2024
Ertesi gün/ Vahdettin İNCE
25.02.2024
sürdürülebilir dindarlık MUSTAFA AKMEŞE 16.03.2024
İslama ve Müslümanlara Sövmek CAVİT OKUR 14.03.2024
Diriliş Yurduna Koşmak KADİR ÇİÇEK 16.03.2024
Filistin ve Gazze Üzerine SÜLEYMAN ARSLANTAŞ 26.02.2024