metrika yandex
  • $32.68
  • 35.22
  • GA17640

Haberler / Sivil Toplum

Dünya Var Oldukça Kudüs Bizimdir!

06.12.2017

Aralarında Anadolu Öğrenci Birliği üyelerinin de bulunduğu Fırat Üniversitesi’nde okuyan öğrenciler ortak basın açıklaması yaparak ABD hükümetini sert bir dille kınadı.

 

Fırat Üniversitesi Kültür Parkı’nda bir araya gelen öğrenciler ortak basın açıklaması düzenledi. Okunan bildiride ABD hükümeti sert bir dille eleştirilirken alınması planlanan karar te’lin edildi.

 

Öğrenciler, bildirinin okunmasının ardından sessizce dağıldı.

 

İşte basın açıklamasının tam metni:

 

FIRAT ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN EMPERYALİST DÜZENE KARŞI BİLDİRİSİDİR!

 

Kıymetli arkadaşlar, değerli basın mensupları,

 

Her geçen gün İslam coğrafyası küresel sömürü düzeninin kıskacında kan gölüne çevrilmektedir. Dün, kendini muasır medeniyetler seviyesinde gören Avrupa’nın merkezinde, Bosna’da yaşanan soykırım, hafızalarımızda taze iken; Suriye’de her gün bir insanlık dramı yaşanırken; Arakan’da naklen soykırımlarda kimyasal silahlarla masum çocuklar ve kadınlar katledilirken; milyonlarca insan yerlerinden yurtlarından ayrılmak durumunda kalmıştır. Silahların menşei dünyanın kan emici vampirleri olan sömürgeci ülkelerarasında değişirken; ölenlerin hep savunmasız Müslümanlar olduğu açık bir şekilde görülmektedir.

 

Bir yandan gönül coğrafyamıza ölümler yağdırılırken; bir yandan da kutsallarımız çiğnenip topraklarımıza el uzatılmaktadır. Hadsizliğin, saldırganlığın ve hukuksuzluğun geldiği son nokta olarak Siyonizmin bu devirdeki kullanışlı piyonu Trump aracılığıyla ilk kıblemiz Kudüs’ümüzü işgalci İsraillilerin Siyonist emelleri doğrultusunda başkent ilan etme cür’etinde bulunmuşlardır.

 

İlk kıblemizin bulunduğu Filistin 1948 yılından beri yüzlerce yıllık Büyük İsrail Projesi çerçevesinde adım adım işgal altına alınmıştır. Bu süreçte; TV’lerde naklen Müslüman semtleri bombalanmış, masum kadınlar, erkekler, çocuklar dünyanın gözü önünde cami avlusunda katledilmiş, bunu yapan işgalci güruh ise alçaklar tarafından “şımarık”lıkla nitelendirip şirin gösterilmeye çalışılmıştır.

 

İslam’ın ilk kıblesinde dahi ezan-ı Muhammedî’nin yasaklanması; son olarak da Kudüs’ün işgalci Siyonistlerin başkenti olarak ilan edilmesi cüretinde bulunmuş bir eşkıya ordusuna karşı dik duruşun bir Müslüman için namus meselesi olduğunu tüm İslâm âlemine hatırlatıyoruz. Âlem-i İslam’ı reel politik kaygılardan arınarak, Amerika’dan, İsrail’den değil, Allah’tan korkmaya ve O’na (cc) teslim olmaya çağırıyoruz. Artık ümmetin prangalarından kurtulması ile Filistin’in özgürlüğüne kavuşması aynı çizgiye gelmiştir.

 

Tüm dünya üzerindeki Müslüman topraklarının 3 asırdır zengin yeraltı ve yer üstü kaynakları sömürülürken; kan akan coğrafyalarındaki tetiği sıkan elin aynı gücü arkasına aldığını çok iyi biliyoruz. Dünya güvenliğinin ve barışının teminatı olarak kendisini gören ve aynı zamanda dünyanın en büyük silah üreticisi olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni dünyadaki bütün bu düzensizliğin müsebbibi olarak görüyoruz.

 

İlk kıblemiz Mescid-i Aksa’da Hakkın daveti ezan susturulmaya çalışılırken; avluda savunmasız erkek ve kadın kardeşlerimiz şehit edilirken bu mezalimi dillendirmenin dahi antisemitizm olarak yaftalanması güçlünün haklı olduğu çarpık uluslararası hukuk ve siyaset sisteminin sonucudur. Müslümanlar hunharca katledildiğinde sessiz kalan güçlünün haklı olduğu bir Uluslararası Hukuk Sistemini ve onun ikiyüzlü araçlarını reddediyoruz.

 

Filistin’de, Suriye’de, Mora’da, Cezayir’de, Doğu Türkistan’da, Etiyopya’da, Bosna’da, Arakan’da yaşanan kıyımlar gözümüzün önünde iken terör ve İslam dininin aynı cümlede zikredilmesinin vahşi ve saldırgan bir medeniyetin kullandığı bir algı aracı olduğunu çok iyi biliyoruz. Sömürgeci ülkeler ırkçı Siyonizm ideası merkezinde ilkel, barbar ve bencilce daha fazla tüketim ve İslam düşmanlığı motivasyonları ile yeni bir küresel sömürge düzeni kurmak amacıyla dünyayı çıkmaz bir yola sürüklemektedir.

 

Kendilerini dünyanın efendisi, dünyanın diğer kalanını da kölesi olarak gören; kendisinden başkasına yaşam hakkı tanımayan bencil, vahşi ve saldırgan medeniyetin mensuplarını insanlığa davet ediyoruz.

 

Şu açıkça bilinmelidir ki;

 

Newyork’un 1 gece aydınlanması için tüm gönül coğrafyamızı ateşe atanlar; Kudüs’ümüzün 1 anlık karanlığa bürünmesinin sonuçlarını çok ağır ödeyeceklerdir.

 

Tarih bize göstermiştir ki; Theodor Herzl’ın rüyasıyla hareket edenler, bu çağın Selahattinlerini, Abdülhamidlerini hesaba katmazlarsa acı bir kâbusa uyanacaklardır.

 

Ey katil sürüsü Siyonistler;

 

Bir gece ansızın gelebiliriz. Çünkü İsra bu demektir. Çünkü İsra bir gece ansızın gelmenin/gitmenin adıdır.

 

İlk kıblesine el uzatılan İslam Dünyasının mensuplarına sesleniyoruz;

 

Daha neyi bekliyorsunuz? Daha ne kadar kendi kardeşlerinize, ümmetin meselelerine sağır, dilsiz kalacak; görmezden geleceksiniz?

 

Filistin dar bir coğrafyada bulunan birtakım insanların meselesi değil; tüm İslam âleminin namusudur.

 

Celladından diz çöküp af dileme gafletinden kurtulunuz!

 

Dünya var oldukça yeryüzü bizimdir, Kudüs bizimdir.

 

Ey İman edenler!

 

Hangi düşünce ve güç dengesi sizi Allah (cc) yolunda mücadele etmekten, Hakkı müdafaa etmekten alıkoyuyor…

 

Bir gün ateş, sizi çemberi içerisine almadan harekete geçiniz!

 

Irk, meşrep ve mezhep taassubiyetini bir kenara bırakıp

 

Siz Ey Müslümanlar Allah yolunda birleşiniz.

Yorum Ekle
Yorumlar
Henüz Yorum Eklenmemiş